muhtemel sebep yok, sahte bir emir,... ..sıfır kanıt. | Open Subtitles | شديد : لا سبب محتمل ، مذكرة مزورة ، الصفر الأدلة. |
Joe, muhtemel sebep olmaması için bir dava açabileceğimizi düşünüyorum. | Open Subtitles | جو، وأعتقد أننا يمكن أن بناء قضية لعدم وجود سبب محتمل. |
Bu demek oluyor ki muhtemel sebep belgesi isteyebiliriz. | Open Subtitles | مما يعني ان بإمكاننا طلب شهدة سبب محتمل |
En azından ev için arama emri çıkartacak kadar sebebimiz oldu. | Open Subtitles | حسنًا، على الأقل كان لديّه سبب محتمل كافي لأمر تفتيش المنزل |
Hakimden de arama emri alamıyoruz çünkü yeterli sebebimiz yok. | Open Subtitles | ولا نستطيع جعل القاضي أن يُعطينا أمر تفتيش لأن ليس هناك سبب محتمل كافي |
-Bu bize seni tutuklamak ve parmak izlerini almak için olası sebep sağladı. | Open Subtitles | هذا يعطني سبب محتمل للقبض عليك وأخذ بصماتك |
muhtemel sebep, bu iyi mi? | Open Subtitles | سبب محتمل, هل هذا جيد؟ |
Tamamen yasal süreler içerisinde, Tony birinin mizah anlayışının olmaması sana muhtemel sebep sağlamaz. | Open Subtitles | (بشروط قانوية صارمة يا (طوني شخص ليس لديه حس فكاهة لن يعطيك سبب محتمل |
Yeterli bir sebebimiz ve bir sürü silahımız var. | Open Subtitles | لدينا سبب محتمل ومجموعة كبيرة من الاسلحة |
Özel mülktesin, arabanı aramak için geçerli sebebimiz var. | Open Subtitles | انت في منزل خاص لذلك لدينا سبب محتمل كي نبحث سيارتك |
-Evde. Arama için sebebimiz var. İstersen gidip-- | Open Subtitles | حسناً، لدينا سبب محتمل لم لا نقوم بإصدار... |
Geçerli bir sebebimiz var mı, Dedektif Stahl? Var. | Open Subtitles | -هل لدينا سبب محتمل أيتها لمحققة (ستول)؟ |
olası sebep için yeterli delil mevcuttur. | Open Subtitles | هناك دليل كافية لــ نتائج ايجاد سبب محتمل |
Bak, Brass ve ekibi çin yüzlerce arama izni imzaladım, ama ... bu belgede olası sebep yok. | Open Subtitles | آسف إسمع لقد وقعت كثير من مذكرات " القبض للكابتن " براس لكن هذه الشهادة سبب محتمل |