"سبب واضح" - Traduction Arabe en Turc

    • sebepsiz
        
    • bir sebep
        
    • bir neden
        
    Bazen bazı şeyler sebepsiz de ağrıyabiliyor. TED في بعض الأحيان أشعر بالألم دون أي سبب واضح.
    16 yaşında, erkek. sebepsiz ve ani çift görme atakları ve karabasanlar. Open Subtitles فتى بالسادسة عشرة، هجوم مباغت من التشوش بالرؤية و خيالات مرعبة ليلاً دون سبب واضح
    Her neyse sebepsiz yere bana cephe almış görünüyorsun. Open Subtitles أي شيء يبدو بأنّك تملكه ضدِّي من دون أي سبب واضح
    Eğer bir sebep bildirmeden bu hızda gitmeye devam edersen, arabanın kontrolünü senden almak zorunda kalacağım. Open Subtitles إذا كنت تستمر في هذه السرعة و بدون سبب واضح فسوف أضطر الى السيطرة على السيارة
    Bu kadar dehşet verici olan şey sağlığımızı hızla bozuyor olması, bunun birinci sebebi, biz insanlar bilinçli bir şekilde bir sebep yokken kendini uykudan yoksun bırakan tek türüz. TED لا بد أن أنوّه أيضًا للسبب الّذي يجعل ذلك كارثيًّا ويجعل صحتنا تتدهور بسرعة، أولًا، لأن البشر هم النوع الوحيد الذين يحرمون أنفسهم من النوم بدون أي سبب واضح.
    Harold öfkeyle, ama hiç bir sebep yokken lambayı sallıyordu. Open Subtitles راح (هارولد) يهزه بقوة في غضب دون أي سبب واضح
    Ve Danimarka'ya benzeyeceğini veya bir demokrasi olacağını düşünmek için de belirli bir neden yok. TED وبالتأكيد ليس هناك سبب واضح للأعتقاد بأنها ستكون أشبه للدنمارك أو أنها ستكون ديموقراطية.
    Ben bir doktorum birinin sebepsiz yere ölmesine izin veremem. Open Subtitles أنا طبيب, لا أستطيع أن مجرد السماح ببساطة شخص يموت من دون سبب واضح
    Belki birimiz sebepsiz yere kıkırdamaya başlarsa diğer herkeste kıkırdayacaktır. Open Subtitles ربما أن ضحك احد منا بلا سبب واضح سوف يبدأ الجميع بالضحك
    Zavallı kadın, şüphe altında, hem de sebepsiz yere. TED الرّجل كان فقط يشكّ دون أيّ سبب واضح.
    sebepsiz yere bir depo ve rıhtım satın aldı. Open Subtitles لقد اشترى مستودعاً ورصيفاً بحرياً بلا... سبب واضح...
    sebepsiz yere Byamba'nin rütbesini düsürdü. Open Subtitles لقد أنزل رتبة "بيامبا" من دون سبب واضح.
    Phillips'in çetesi kiliseyi basmış Tom Chambers'ı ve Mahon kardeşleri rehin almış ve Vaiz Garrett'a sebepsiz yere vurmuş. Open Subtitles عصابة (فيليبس) انتهكت قدّاساً "فى كنيسة "تاغ فورك (اعتقلوا (توم تشامبرز (و الأخوين (ميثون ضربوا الواعظ (غاريت) بلا سبب واضح
    Çünkü o Simon denen adam, demin hiç bir sebep yokken telefonunu fırlattı. Open Subtitles لأن "سايمون" ألقى هاتفه علينا بدون سبب واضح
    Neden atlamış olabileceğine dair bariz bir sebep var. Open Subtitles هناك سبب واضح تماما لماذا ستقوم بالقفز؟
    Sağ gözünü neden kapattığına dair geçerli bir sebep yoktu ortada. Open Subtitles "ولم يكن هناك سبب واضح يدفعه لتغطية عينه اليمنى"
    - Bu mantıklı bir sebep, değil mi? Open Subtitles -حسناً، هذا سبب واضح . -صحيح .
    bir sebep olmaksızın. Open Subtitles بدون سبب واضح
    O halde suç sayısındaki bu artışı, seri katile bağlayacak bir neden yok. Open Subtitles إذن لا يوجد سبب واضح لتشير الى أن الارتفاع في العنف سببه قاتل متسلسل
    Sayıları açık bir neden olmadan çok sert biçimde aşağı ve yukarı oynayabilirdi. Open Subtitles على مدار حياتهم تتزايد أعدادهم أو تتناقص بشدة بدون سبب واضح

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus