Buna devam edemememiz için bir neden yok. | Open Subtitles | ليس هناك أي سبب يمنعنا من مواصلة الاستمتاع |
Sanırım söylemememiz için bir neden yok. | Open Subtitles | حسناً، أعتقد ليس هناك سبب يمنعنا من عدم قول ذلك الآن. |
O zaman gidip her zaman yaptığımızı yapmamamız için bir neden yok. | Open Subtitles | إذاً، لا يوجد سبب يمنعنا من الذهاب هناك و نفعل ما قررنا أن نقوم به؛ بالغالب. |
Normallerle ucubelerin birlikte geçinememesi için bir sebep göremiyorum. | Open Subtitles | أتعلمون؟ ، لا أرى أي سبب يمنعنا من الإتفاق معاً |
Restorana gidip, sevimli bir yemek yemememiz için bir sebep yok. | Open Subtitles | ليس هناك سبب يمنعنا من الذهاب للمطعم وتناول عشاء بهيج |
Gerçekte kim olduğumuzu ve nereye gittiğimizi anlamamamız için hiçbir neden yok. | Open Subtitles | لا يوجد سبب يمنعنا من فَهْم حقيقة من نحن و أين نحن ذاهبون |
Eğer metotlarla ilgili endişelenmekten vazgeçersen ikimizin onu yenmemesi için hiçbir neden yok. | Open Subtitles | لكن إن كان بإمكانك ان تتجاهل، شكوك حول الأساليب لثانية واحدة، لا يوجد سبب يمنعنا من القضاء عليه، |
O kadar ürün kurutamamamız için bir neden var mı? | Open Subtitles | هل هناك سبب يمنعنا من تسويق تلك الكمية؟ |
Sanırım tatlıyı yememek için bir neden yok. | Open Subtitles | أعتقد لا يوجد سبب يمنعنا من التحلية. |
Bizi zirveye taşıyacak büyüklükte bir şey yapmamamız için bir neden yok. | Open Subtitles | لا يوجد سبب يمنعنا من فعل شيء كبير يتصدر العنواين الرئيسية ! |
- Yapmamamız için bir neden görmüyorum. | Open Subtitles | - لا اري اي سبب يمنعنا من هذا . |
- Evet bunu bilmemize imkân yok, ama... bu durum, denemememiz için bir sebep olamaz. | Open Subtitles | لا توجد طريقة للتاكد, نعم, ولكن هذا ليس سبب يمنعنا من المحاولة. |
Biraz eğlenmemek için bir sebep yok. | Open Subtitles | و لا يوجد سبب يمنعنا من الترفيه عن انفسنا قليلاً |
İkimizin de başarılı olamaması için hiçbir neden yok. | Open Subtitles | ليس هناك سبب يمنعنا من أن نكون ناجحين |
Onunla anlaşama yapmamak için hiçbir neden yok. | Open Subtitles | إنظر لايوجد سبب يمنعنا من التناقش معه |