"سبّاح" - Traduction Arabe en Turc

• yüzücü
• yüzücüyüm
• iltihabı olacağım

Zamanla, güçlü bir yüzücü saatte 3,2 km kadar yüzebilir.
مع الممارسة، قد يقطع سبّاح قوي ميلين في الساعة.

Okyanusu paylaşmaya karşı değiliz ama insanlardan korkmayan köpekbalıkları her sörfçü ve yüzücü için tehdit oluşturuyor.
نحن لسنا ضد فكرة مشاركة المحيط ولكن أسماك القرش التي لا تخشي الإنسان تجعل المحيط مكاناً خطراً لكل راكب أمواج أو سبّاح

Burada tarihteki en iyi yüzücü Michael Phelps'i görüyorsunuz, yanındaki ise 1,6 km dünya rekorunu elinde bulunduran kişi olan Hicham El Guerrouj.
مثلما ترى هنا مايكل فيلبس، أعظم سبّاح في التاريخ، يقف إلى جانب هشام الكروج، الحائز على الرقم القياسي في سباق 1,500 متر.

En iyi yüzücü saatiymiş.
تلك هي أفضل ساعة سبّاح يصنعونها.

- Yüzme yarışı, yüzücüyüm ben.
السباحة، أنا سبّاح

O şarabı açsan iyi olur artık yoksa dış kulak iltihabı olacağım.
من المستسحن أن تفتحي قنينة النبيذ أو سينتهي بي المطاف بإذن سبّاح

Cameron yapılı değil, esnek bir yüzücü ister yani Vince'in kafasını karıştırmayın.
يريد (كامرون) سبّاح أكثر رشاقة من متعضّل، لذا لا تصيبان (فينس) بالأرق

Zil zurna sarhoşsun, üstelik iyi bir yüzücü de değilsin.
أنت سكران جدا يا رجل وأنت سبّاح قذر

İnternet girişimcisi, azimli bir yüzücü ve masa hokeyi şampiyonuyum.
،متعهد أنترنت سبّاح متعطش وبطل هوكي جوي

Annen yüzücü olduğunu söyledi.
امك قالت أنك كنت سبّاح.

Çünkü Brian Morris, baba parasını yiyen bir serseriydi. Zack'in daha iyi bir yüzücü olmasından nefret ediyordu.
لأنّ (برايان موريس) شخص حقير ولعين كان يكره (زاك) لكونه أفضل سبّاح

- İyi yüzücü değildi. - Evet. - Evet, değildi.
- لَيسَ a سبّاح جيد جداً.

Dafu iyi bir yüzücü, tıpkı annesi gibi.
(دافو)، سبّاح ماهر كوالدته.

- Ben yüzücüyüm. Sana öğretirim.
-أنا سبّاح, سأُعلّمكِ .