| geliyor musun? | Open Subtitles | نعم يا ابى سوف نفعل حسنا هل ستأتى ام لا؟ |
| -Arabaya git, Doofy. Bizimle geliyor. | Open Subtitles | أذهب لتستقل السياره يا دوفي هى ستأتى معنا |
| Fakat sonunda başlarına yukarıdan gelecek olan karşı konulamaz hayâl edilemez mantara benzeyen bir şeydi. | Open Subtitles | برماح مصنوعة من البامبو لكن النهاية عندما ستأتى ستأتى من السماء نهاية لا تجدى معها المقاومة |
| Sordun mu? Bizimle Hunsford'a gelecek mi? | Open Subtitles | هل تكلمت معها هل ستأتى الى هانزفورد معنا؟ |
| Hapishaneye gönderildikten sonra geleceğini biliyordum. Beni görmek için vakit bile kaybetmemişsin. | Open Subtitles | فكرت ستأتى بعد ان انتقل الى السجن لكنك اتيت بسرعه قبل ذلك |
| Valiant. Kralın emriyle bizimle geliyorsun. İleri mars. | Open Subtitles | ايها الحارس، ستأتى معنا بأمر من الملك الىالأمام،سرِ. |
| "Belki bugün gelir hayatım da gerçek anlamda başlar" dedim kendime. | Open Subtitles | لكنى قد قلت لنفسى ربما ستأتى اليوم و ستبدأ حياتى حقاً |
| Karşılaşacağınız sondan saklanamayacağınız zaman geliyor. | Open Subtitles | .. ستأتى الأيام تباعا عندما لا تكون قادرا على الإختباء مما مررت به |
| Büyük bir sevkiyat şehre geliyor ve o deli herif hepsini buraya not etmiş. | Open Subtitles | ستأتى شحنة كبيرة لهذه المدينة فهى موجودة فى الموقع فى ذلك المكان الذى كتبه المعتوه |
| Elisabetta, ailen düğüne geliyor değil mi? | Open Subtitles | اذاً , اليزابيتا , هل ستأتى عائلتك لحفل الزواج ؟ |
| - Yakında merkeze, tam yanına geliyor. | Open Subtitles | حسناً, إنها ستأتى قريباً إلى منطقه بالقرب منكِ. |
| Gerçekten boşanmadığın eski karın konuşmaya geliyor ve bir köpek var. | Open Subtitles | زوجتك السابقة التى لم تتطلق منها رسميا الى الأن ستأتى اليك للتحدث وهناك كلب |
| Bayan Jones ya da başka biri? Bayan Jones sabah saat 8'de geliyor. | Open Subtitles | السيدة جونز ستأتى فى الثامنة صباحا |
| Sonra direkt sana gelecek. Çabuk çalışman gerekecek. | Open Subtitles | ثم ستأتى البطاقه اليك مره اخرى يجب ان تعمل عليها بسرعه |
| Sorunlarımızın çözümü her zaman yarın gelecek. | Open Subtitles | الأجوبة ستأتى غداً غداً. دائماً ستأتى غداً. |
| Bugün...bizim...benim evime genç, güzel bir kız gelecek, sekreterlik işini görüşmek için. | Open Subtitles | اليوم ستأتى هنا فتاة شابة وجميلة لعمل مقابلة بخصوص وظيفة السكرتيرة |
| Hangi trenle geleceğini söylemeyi unuttu. - Sanırım... | Open Subtitles | طبيعى أنها نسيت أن تخبرنى على أى قطار ستأتى |
| Bilmiyorum. Bana otobüsün nasıl geleceğini göstermek istedi. | Open Subtitles | لا أدرى لقد أراد أن يرينى كيف ستأتى الحافلة لهنا |
| Bari bu hatayı telafi edeyim. Benimle eve geliyorsun. Atla haydi. | Open Subtitles | على الاقل استطيع ان اعوضك ستأتى معى للمنزل |
| Eski günlere dönebilmek için eskiden yaptığım şeyleri yeniden yapmaya başlamalıyım. Ayrıca bu akşam bana yemeğe geliyorsun. | Open Subtitles | هيَ بفعل ما كنتَ أفعله فيما مضىَ أوه, و ستأتى للعشـاء الليلة؟ |
| Eğer birgün ben de çaresiz duruma düşersem, gelir beni korursun. | Open Subtitles | وربما فى يوم من الأيام عندما أصبح ضعيفا ستأتى أنت لتحمينى |
| Benimle geleceksin. | Open Subtitles | انت ستأتى معى لأصطياد الجاموس معآ |
| Aşağıya iniyoruz. İzlemeye geleceğinizi bilmiyordum. | Open Subtitles | جارى الإعداد ،لم أعرف أنك ستأتى للمشاهدة |
| geliyorsunuz değil mi Albayım? | Open Subtitles | ستأتى معنا أيضاً ألست كذلك ، عقيد؟ |
| Annemi aradım. Öğleden sonra Gelip yemeğini hazırlayacak. | Open Subtitles | لقد إتصلت بأمى , ستأتى هنا لتعد لكِ العشاء |
| "Kelly: Geliyormusun? | Open Subtitles | كيلى هل ستأتى ؟ |