Yaşananları, boş bir paket ve ölü bir böcekle mi kanıtlayacaksın? | Open Subtitles | أنت ستثبت هذه المؤامرة برزمة فارغة وحشرة ميتة؟ |
İki basit mermi deliği ile cinayeti nasıl kanıtlayacaksın bilemiyorum. | Open Subtitles | لا أَعْرفُ كيف ستثبت جريمة القتل عن طريق ثقب الرصاصةِ الرديئة |
Lütfen, lütfen inkâr etmeyin ve doğrulanmayan verilere bakın. Bu gerçekte eski kalıplarınızın yanlış olduğunu kanıtlayacak. | TED | من فضلكم، من فضلكم اخرجوا فقط من الإنكار وابحثوا عن البيانات غير المؤكدة التي ستثبت بالفعل أن صوركم النمطية خاطئة. |
Korkularınızla nasıl baş edeceğiniz sizin değerliliğinizi kanıtlar. | Open Subtitles | عندما ستتعامل مع خوفك حينها ستثبت أنك المستحق |
kanıtlar sizlere Bay Stampler'ın bilinçli bir şekilde, tuzak kurduğunu ve yüce bir şahsı hayvanice öldürdüğünü ispatlayacak. | Open Subtitles | الأدلة ستثبت أن "آرون - -ستامبلر" هرب, و تم الإيقاع به |
Eğer askerlerimiz onları bozguna uğratırsa bu Çin'in artık çaresiz olmadığını ispatlar ve bağımsızlığın başlangıcı olur. | Open Subtitles | أنها ستثبت أن الصين لم تعد عاجزة ويكون بداية الحرية كل يتحدث مع صوت وطني |
Elinize bulaşmış kanlar bunu kanıtlıyor | Open Subtitles | ستثبت لهم الدماء اللتي على ايدينا ذالك |
Ama ona nasıl ispatlayacaksın? | Open Subtitles | لكن كيف ستثبت له هذا؟ |
Son olarak, savcılık sanıkların, Gambini ve Rothenstein'in, ifadelerini önce kabul edip daha sonra Beechum County şerifi önünde geri aldıklarını kanıtlayacaktır. | Open Subtitles | أخيراً، المحاكمة ستثبت أن المتّهمين ...غامبيني وروذنستين قد إعترفا ثم أنكرا وفقاً لشهادتهما لمدير شرطة مقاطعة بيشوم |
Günün birinde az önce söylediklerimin hiçbirinin doğru olmadığını kanıtlayacaksın. | Open Subtitles | . يوما ً ما ستثبت أنى كنت مخطأ ً |
Bahse gireceğim, peki bunu nasıl kanıtlayacaksın? | Open Subtitles | سأتراهن معك لكن كيف ستثبت ذلك؟ |
Şimdi mahkemeye nasıl kanıtlayacaksın? | Open Subtitles | وكيف ستثبت ذلك في المحكمة الآن ؟ |
Yazdığı şarkılar senin gibi olduğumu kanıtlayacak. | Open Subtitles | الأغنية التي أألّفها، ستثبت فقط بأنّي أنت َ |
Senin ifaden diskin Müfettiş Desilva'da olduğunu kanıtlayacak. | Open Subtitles | شهادتك ستثبت ان ديسلوا كان بحوزته القرص |
Telefon kayıtları haklı olduğumu kesinlikle kanıtlayacak. | Open Subtitles | سجلات الهاتف ستثبت تماما أنني على حق |
Ama bu parti Emmy'e değişemeyeceğini kanıtlar sadece. | Open Subtitles | ولكنه فقط ستثبت لإيمي انه لا يمكنك ان تتغير |
Suçsuz olduğunu ispatlayacak bazı belgeler var. | Open Subtitles | لدىّ بعض الوثائق التى ستثبت براءتكِ |
Papazın cesedini veririm ve anneyle oğlunun elindeki kozun ona zarar veremeyeceğini ispatlar. | Open Subtitles | سأعطيه جثة القسّ ووسيلةُ الضغط التّي ستثبت بأنّ الأمّ والابن ليسَ بوسعهما إمسّاسه بضرّ. |
Metresim bugün dürüstlüğünü kanıtlıyor. | Open Subtitles | السوم ستثبت عشيقتي إخلاصها. |
-Bunu nasıl ispatlayacaksın? -Kürsüde o ispatlayacak. | Open Subtitles | هي ستثبت هذا على المنصه |
İpte bulunan DNA izleri bunu kanıtlayacaktır. | Open Subtitles | آثار الحمض النووي على الحبل ستثبت ذلك |
Bence haklıyız. Zaman bunu gösterecek. | Open Subtitles | اعتقد إننا على حق والأحداث القادمة ستثبت ذلك |
Nasıl ispat edeceksin bilmiyorum. | Open Subtitles | , هذا يضيّق الأمر , لا أرى كيف ستثبت ذلك. |
Hiç tanık yokken bunu nasıl kanıtlayacaksınız? | Open Subtitles | كيف ستثبت هذا بدون أى شهود؟ |
Kendin olmanın iyi olduğunu.. ona kanıtlamış olacaksın.. | Open Subtitles | ستثبت له أنه من الجيد أن تكون على سجيتك |
Alacağı tırnak örneği, kanında arsenik bulunmadığını kanıtlayacaktı. | Open Subtitles | عينه من قصاصة الأظافر ستثبت في الحال أنه لايوجد زرنيخ في دمها |