Umuyorum ki Simran'la Kuljit'in evliliği için en kısa zamanda buraya gelirsin. | Open Subtitles | أنت ستجيء هنا قريبا لعرس سمران إلى كولجيت |
Umuyorum ki Simran'la Kuljit'in evliliği için en kısa zamanda buraya gelirsin. | Open Subtitles | أنك ستجيء هنا قريبا لعرس سمران إلى كولجيت |
Geleceğini söylediğin zaman gelmiyorsun ama gelmeyeceğin zaman işte buradasın. | Open Subtitles | لا تحضر حين تقول أنّك ستجيء. وحين تعد بألّا تجيء، فها أنت حاضر. |
Bu gece onun da sizinle Geleceğini sanıyordum. | Open Subtitles | حسبت أنها ستجيء برفقتك إلى هنا هذه الليلة |
Sen Büyükanneyle geliyorsun, hayatım. | Open Subtitles | ستجيء مع الجدة يا حبيبي |
Benimle geliyorsun. Seni tedavi edecegiz. | Open Subtitles | ستجيء معي، سنداويك. |
Tanrı bana vahyetti ki yarın gece şu adada bana Geleceksin ve beni bir kuyunun yanında ölü bulacaksın. | Open Subtitles | الله كشف لي أنك ستجيء في الظهيرة لتلك الجزيرة وستجدني ميت قرب بئر |
Sen maça git, ben de ofiste kalayım. Maç bittiğinde de sen sayı yapmışçasına eve koşarak gelirsin ve ben de seni burada beklerim. | Open Subtitles | وعندما تنتهي اللعبة أنت ستجيء بسرعة الى البيت كما لو انك تسجل رقما قياسيا في الجري |
Ama benimle mi gelirsin beni oraya geri mi götürürsün yoksa öldürür müsün bilemiyorum. | Open Subtitles | "لكنّي أجهل ما إذا كنت ستجيء معي أم ستعيدني لهناك" "أم أنك ستقتلني" |
Beni ziyarete gelirsin, değil mi? Ben de seni ziyaret ederim. | Open Subtitles | أنت ستجيء لزيارتى، صحيح؟ |
Ben de ne zaman gelirsin diyordum. | Open Subtitles | تساءلت متى ستجيء. |
Bu akşam Geleceğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم يعرف أنّك ستجيء |
Geleceğini biliyordum. | Open Subtitles | عرفت أنّك ستجيء |
Geleceğini biliyordum. | Open Subtitles | عرفت أنّك ستجيء |
Ben canavar değilim. Bonnie'nin Geleceğini biliyordum. | Open Subtitles | لستُ وحشًا، علمت أن (بوني) ستجيء. |
Benimle geliyorsun. | Open Subtitles | "ستجيء معي! " |
Ve umarım yakında bir gün, kızın için Geleceksin. | Open Subtitles | وأمل انك يوماً ما قريبا ستجيء من أجل إبنتك |