Haftada yaklaşık bir dil kaybediyoruz ve tahminlere göre, önümüzdeki yüz yıl içinde dünya dillerinin yarısı yok olacak. | TED | نحن نخسر ما يقارب لغةً واحدة إسبوعياً وبعض التقديرات تشير أن نصف لغات العالم ستختفي خلال المئة سنة القادمة. |
Kısa zaman içinde, Avustralya büyüklüğünde deniz buzu Arktik Okyanusu'ndan yok olacak. | Open Subtitles | قريباً، مساحةٌ من البحر المتجمد بحجم أستراليا ستختفي من المحيط القطبي الشمالي |
Sanat eserim bir gün kaybolacak, şu an İbrahim amcanın evinin önünde birisi, evine ikinci bir kat ekliyor. Yani projenin bir parçasını kapatıyor ve geri dönüp üzerini boyamam gerekecek. | TED | في نقطة ما، ستختفي تلك القطعة الفنية وستتلاشى، وفي الواقع هناك شخص يبني طابقًا ثانيًا قبالة منزل العم إبراهيم، وبهذا سيغطي جزءً من الرسم، لذا فربما علي أن أعود لأعيد رسمه. |
Küpü bir yönden görürseniz, ekranın arkasında, kenarlar kaybolur. | TED | عندما ترى المكعب بطريقة واحدة من خلف الشاشة هذه الحدود ستختفي |
Sarası var. Birazdan geçer. | Open Subtitles | إنها نوبة صرع خفيفة ستختفي سريعاً |
Hatıralarım yok olursa ruhum da yok olur. | Open Subtitles | مثلما ستختفي ذكرياتي، روحي ستختفي أيضاً.. |
Gerçek bir savaş başladığı an tüm o süslü teknoloji yok olacak. | Open Subtitles | في اللحظة التي تندلع فيها الحرب الحقيقية فكل تلك التكنولوجيا الفاخرة ستختفي |
Bugün doğan çocukların ömrü bittiğinde Dünya üzerindeki tüm düz alanlar yok olacak. | TED | كل المدن المنخفضة حول العالم ستختفي في فترة حياة مواليد اليوم. |
Yakında sizin gibi büyük bir devlet olunca Samuraylar da yok olacak. | Open Subtitles | وستصبح امه عظيمة مثلكم اذا حياة الساموراي ستختفي |
Altı saat içinde sinyal yok olacak ve gerisayım bitecek. | Open Subtitles | مستعملين هذه الاشارة لتكثيف جهودهم في خلال ست ساعات ستختفي الاشارة وسينتهي العد العكسي |
Yaralar da bitkinlik ve kas ağrısı belirtileriyle birlikte kaybolacak. | Open Subtitles | ستختفي الدمامل و كذلك الإرهاق و الألم بالعضلات |
Yani katilin belli bir düzeni varsa, Cuma günü başka bir kız kaybolacak. | Open Subtitles | لذا لو أن القاتل تشبث بنفس الأسلوب، فتاة أخرى ستختفي ليلة الجمعة. |
Nesneler söz konusu olunca, eğer teknoloji kötüyse, sadece kaybolur, değil mi? | TED | في حالة الأشياء اذا فشلت التكنولوجيا ستختفي ، صحيح ؟ |
Morbus sarası var. Birazdan geçer. | Open Subtitles | إنها نوبة صرع خفيفة ستختفي سريعاً |
Ama başaramazlarsa Ponyo kabarcıklara dönüşüp yok olur. | Open Subtitles | علي إذا أن أجعله يفشل ولكن إن فشل، ستختفي بونيو كالفقاعة |
Yoma birazdan gidecek bu yüzden gidene kadar saklanın derim. | Open Subtitles | اليوما" ستختفي قريبا" لذلك إذهبوا و اختبئوا حتى ينتهي الأمر |
Eğer gelişimi sağlayabilirsek, tüm bu bahsettiğimiz problemler ortadan kalkacak. | TED | المشاكل التي نتحدث عنها -- إذاأحضرنا التطوير ، كلها ستختفي |
Adamlarım sorular sormaya başlıyor ve Goya, arkasında iz bırakmadan kayboluyor. | Open Subtitles | حسنا , لو أن رجالي بدأوا يطرحوا أسئلة فان لوحة جويار ستختفي بدون أثر .. لكن أنت |
Kutuları boşaltırım ve sen dönmeden gitmiş olurlar. | Open Subtitles | سأفك هذه الصناديق وعندما تعود ستختفي الصناديق |
O numarayı alınca kaybolursun. | Open Subtitles | لو حصلت على هذا الرقم ستختفي |
Yirmi yıldır yüzünü görmedik şimdi gelip iki gün sonra tekrar kaybolacaksın, öyle mi? | Open Subtitles | لم نَرك منذ 20 سنة ، وتعتقد أنك ستختفي مجدداً خلال يومين ؟ |
Ginkaku'yla birlikte ortadan kaybolmak. | Open Subtitles | ستختفي إلى مكان ما بعيد مع جينكاكو |
Verilerimiz gelişmekte olan ülkelerdeki mesleklerin üçte ikisinin otomasyon yüzünden yok olacağını söylüyor. | TED | تشير بياناتنا أن ثلثي فرص العمل، جميع فرص العمل الحالية في الدول النامية، ستختفي بسبب الأتمتة |
Tamam, eğer bir şirket olsaydın, nereye saklanırdın? | Open Subtitles | -الآن دوري لو كنت مكان الشـركة أين ستختفي |