"سترفض" - Traduction Arabe en Turc

    • reddeder
        
    • red
        
    • reddedecek
        
    • hayır diyeceğini
        
    • reddedecektir
        
    • reddedileceğini
        
    • çevireceksin
        
    Ondan bir öpücük istesem, senin yüzünden beni reddeder,Jan. Open Subtitles إذا طلبت منها قبلة، سترفض بسببك، جان.
    Kutsal Kitap'ın söylediği gibi, "İyi haber kalır ve kötü haber duyulmayı reddeder." Open Subtitles فكما يقول الكتاب المقدس "الأخبار الجيدة، ستبقى "والأخبار السيئة سترفض المغادرة. "
    Merhaba! Içeride! Bizim planı red edecek! Open Subtitles مرحبا للداخل خطتنا سترفض
    Ve en azından bu gece ondan nefret etmeleri için onlarla yeterince oynadıktan sonra, ikisini de reddedecek. Open Subtitles و(سيرينا) سترفض كل منهما ولكن فقط بعد أن تلعب معهما لتجعلهم يكرهونها على الأقل من أجل الليلة
    hayır diyeceğini biliyorum. Kesinlikle. Open Subtitles اعلم انك سترفض ما اطلبه بالطبع
    Tüm saygımla belirtirim ki, ülkem barış belgenizi imzalamayı reddedecektir. Open Subtitles مع كامل الاحترام، فإنّ بلادي سترفض توقيع وثيقتك للسلام
    Davanın geciktirileceğini ve reddedileceğini söylene kadar bekle. Open Subtitles انتظر حتى أخبرك أن ياقتك لن تتحمّل و سترفض الدعاوي القضائية
    Ama gerçekten böyle bir gecede şemsiye teklifini geri mi çevireceksin? Open Subtitles هل سترفض حقا ان اعرض عليك مظلة فى ليلة كهذه ؟
    Hemen reddeder sanıyordum. Open Subtitles لقد اعتقدت أنها سترفض الوظيفة فوراً
    -Senden canını almanı isteseydi isteğini reddeder miydin? Open Subtitles هل سترفض طلبها بقتلها ؟
    - ...yine de beni reddeder misin? Open Subtitles هل سترفض القليل من الحب ؟
    Davacı taraf kefalet talebinin red edilmesini istiyor. Saçmalık bu. Open Subtitles دعوة قضائية، و الكفالة سترفض
    - Bu hakkımı red mi ediyorsunuz? Open Subtitles إذًا سترفض طلبي؟
    - Senin red edeceğini de biliyordum. Open Subtitles و كنتُ أعرف بأنّكَ سترفض
    Shepard reddedecek. Open Subtitles شيبرد) ، سترفض)
    Bunların hiçbirine hayır diyeceğini sanmıyorum. Open Subtitles أشك أنها سترفض أي من هؤلاء
    Ben hayır diyeceğini sandım. Open Subtitles آسفة. ظننت أنك سترفض.
    hayır diyeceğini bilecek kadar akıllıyım. Open Subtitles وذكي لأعرف أنك سترفض.
    Helen şüphesiz çalışmalarında ona katılma teklifini reddedecektir. Open Subtitles وبلا شك سترفض (هيلين) عرضه للإنضمام لأعماله
    Bana talebin reddedileceğini hatırlattı çünkü belgelerin yok ve biz evli değiliz ama fırtına da geliyor, bilmiyorum. Open Subtitles وقد ذكرتني إنها سترفض لأنك ليس لديك أوراق، ولسنا متزوجين، ولكن مع قدوم العاصفة، لا أعرف
    Yapmıyorum. Mullinski için 15 bini geri mi çevireceksin yani? Open Subtitles أنظر, هل سترفض 15 ألف دولار مقابل كبش فداء؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus