Ve eğer şanslıysanız, grafiğin geri kalanında arkadaşlarına bahsedecekler ve bu yayılacak. Bütün bu grafiğe yayılacak. | TED | وإذا كنت محظوظاً، سيخبرون أصدقائهم على بقية المنحنى، وستنتشر الفكرة. ستنتشر على كل المنحنى. |
Yapabileceğin bir şey yok evlat. Yakında bu iblis izi yayılacak ve seni öldürecek. | Open Subtitles | لا تستطيع فعل شيئ ايها الفتى قريبا ستنتشر العلامه وتقتلك |
Bu hastalık tüm dünyaya yayılacak, tüm erkek, kadın ve çocuğa, ta ki panzehirimi tamamlayana kadar. | Open Subtitles | العدوى ستنتشر فى العالم كله لكل رجل وامراه وطفل الا فى حالة اذا انهيت العقار المضاد |
Bunu isteyen kişilerle konuşmak isterler ve böylece belki yayılır. | TED | إنهم يرغبون بالحديث مع الناس الذين يهتمون، وربما ستنتشر. |
Bazı insanlar şuna inanıyorlar, bu kontrol edilemezi bir şekilde yayılır ve bu bakteri yoluna çıkan herşeyi öldürür. | TED | يعتقد بعض الناس أن تلك البكتيريا ستنتشر بشكل غير قابل للتحكم فيه وأنها ستقتل كل شيء في طريقها |
Biz, sadece Savcının emirlerini uyguluyoruz. Savcıyı boş ver. Bu dava haberlere çıkacak ve senin ekibin, ilgi çeken domuzlar olacak. | Open Subtitles | تباً للنائب العام، ستنتشر هذه القضية بالأخبار وستسلّط الأضواء عليكم، هذا كل شيء |
Bunu en iyi müşterilerine içir, ...bir kaç shottan sonra adı etrafa yayılmaya başlar ve sen de tavşanlar gibi sikişirsin. | Open Subtitles | قدمه لزبائنك المفضلين في البداية و سمعته ستنتشر |
Birilerinin onu göreceğini ve haberlerin çok hızlı yayılacağını biliyordu. | Open Subtitles | كان يعلم أن أحدهم سيراه وأن الاخبار ستنتشر |
Belki de milyonlarca yıl sürecek ama sonuçta bu kırılmalar yayılacak ve yeryüzünün kabuğu üç dev noktayla ayrılacak. | Open Subtitles | ،قد يستغرق الأمر ملايين السنين لكن في النهائية ستنتشر هذه التصدعات وتبدأ ثلاث صفائح ضخمة من قشرة كوكب الأرض بالإنفصال |
Tabiki resmi olarak bildirilmeyecek ama dedikodular yayılacak. | Open Subtitles | طبعا هذا لن يعلن بشكل رسمي لكن الشائعات ستنتشر |
Bu şeyler çıkarsa, yayılacak. | Open Subtitles | إذا كانت هذه الأشياء تُفقّس , فإنها ستنتشر |
Oyunumuzun videosunu internette yayınlayacağım. Mesaj bir virüs gibi yayılacak. | Open Subtitles | سأضع تسجيل الفيديو لمباراتنا على الإنترنت, و ستنتشر الرسالة كالنار في الهشيم |
Çalındığı haberi yayılacak, dağıtımı yapıp zengin olacağız. | Open Subtitles | ستنتشر الأخبار نشحن الكتب ، ونصبح أثرياء |
Patladığı zaman havaya yayılacak ve 8 km çapındaki her yeri etkileyecek. | Open Subtitles | عندما تنفجر ستنتشر الحمولة في الهواء و كل شيء داخل نطاق 5 أميال سيتلوث |
Bu hikaye dört bir yana yayılacak ve bir daha asla korsanların yanında denize açılamayacaksın. | Open Subtitles | ستنتشر هذه القصة في كل مكان ولن تبحر مجددًا على سفينة تحمل رايتنا أبدًا |
Delirdiği haberleri yayılacak, taht için rakipler ortaya çıkacak ve iç savaş başlayacak. | Open Subtitles | أخبار جنونه ستنتشر ، والمنافسة على العرش ستبدأ |
Örneğin cinsel yolla bulaşan hastalıklar cinsel ilişki ile yayılır | TED | على سبيل المثال ، الأمراض المنقولة جنسيا ستنتشر عبر الروابط الجنسية |
Tetiği çekersem kimyasal serbest kalır. 50 metreye yayılır. | Open Subtitles | إذا أطلقت النار, الطلقة ستُطلق المادة الكيمائية, ستنتشر حتى 50 ياردة |
Onları mümkün oduğunca tutmaya çalıştım. fakat olay yakında ortaya çıkacak. | Open Subtitles | حاولت مُماطلتهم على قدر الإمكان، لكنّ القصّة ستنتشر. |
Bunu en iyi müşterilerine içir, ...bir kaç shottan sonra adı etrafa yayılmaya başlar ve sen de tavşanlar gibi sikişirsin. | Open Subtitles | قدمه لزبائنك المفضلين في البداية و سمعته ستنتشر |
Kriz çıktıktan sonra bile ne kadar yayılacağını ne kadar şiddetli olacağını bilmiyorduk. | Open Subtitles | حتى عندما اتضحت الأزمة لى هايسن لونج رئيس الوزراء جمهورية سنغافورة لم نكن نعلم إلى أى مدى ستنتشر |