Bu yaptığına pişman olacaksın. Hepimizin içinde bir şeyler uyandı. | Open Subtitles | ستندم على ذلك شيئ ما ينتظرنا |
Bu yaptığına pişman olacaksın. | Open Subtitles | ستندم على ذلك لاحقا |
Eğer bana yalan söylersen, çok pişman olursun, anladın mı? | Open Subtitles | لكن ان كذبتَ عليّ فانك ستندم على ذلك طيلة حياتك |
"Ama onlara bir şey olursa anandan doğduğuna pişman olursun." | Open Subtitles | ولكن لو وقع لهما مكروه" "أعدك أنك ستندم على ذلك |
Belki haklısın ama denemezsen her zaman bundan pişmanlık duyacaksın. | Open Subtitles | قد تكون محقاً، لكن إن لم تحاول ستندم على ذلك دوماً |
Annemiz hasta, ve eğer onu iyileştiremezsen... pişman olursun. | Open Subtitles | إن أمنا مريضة وإذا لم تجعلها تتحسن... ستندم على ذلك |
Kızgın ve incinmiş olduğun için telefonu kapatırsın ve inan bana buna pişman olursun. | Open Subtitles | لانك غاضب منه جدا" ستغلق السماعة وصدقني ستندم على ذلك |
Linda Moon'nun kontratını bana verecek, ve eğer onu her hangi bir şekilde tehdit edersen, yaşadığın sürece buna pişman olursun. | Open Subtitles | تعطيني عقد "ليندا"، و إذا هددتها بأي شكل من الأشكال ستندم على ذلك ما حييت. |
Geri çekil yoksa Tanrı şahidimdir pişman olursun. | Open Subtitles | ابتعد و إلاّ فأقسم بأنكَ ستندم على ذلك |
Yapmayan olma. pişman olursun. | Open Subtitles | لا تكن عديم الفائدة ستندم على ذلك. |
Ama sözüme inan, onunla görüşmezsen, öldüğün güne kadar pişmanlık duyacaksın. | Open Subtitles | ولكن ثق بي إذا لم تنظر إليه في عينيه ستندم على ذلك إلى يوم مماتك |