Her gün, orataya çıkıyorum, kendim gibi davranıyorum ve onlarda beni buraya tıkıyorlar. | Open Subtitles | وأنا هنا لأنني أتصرّف على سجيتي كل يوم أتصرّف على سجيتي فيحبسونني هنا |
Çünkü hayatım boyunca kendim oldum ve altı aydır bu güçlere sahibim. | Open Subtitles | لأنني كنت على سجيتي طيلة حياتي وقد حظيت بهذه القوى لستة أشهر |
Bambaşka çünkü beni koruyan bu gecede... kendim olmaya cüret edebiliyorum. | Open Subtitles | بهذه الليلة الظلماء... والتي تتستر عليّ، يمكن أن أكون على سجيتي |
...ama yinede yaparım. Çünkü kendim gibi davranmayı seviyorum. | Open Subtitles | لكنني أفعلها على أية حال لأني أحب أن أكون على سجيتي |
Bu günlerde kendimmiş gibi hissettiğim tek zamanlar kendimde olmadığım zamanlar. | Open Subtitles | أعتقد أن الشيء الوحيد الذي يجعلني أشعر على سجيتي هذه الأيام هو حين لا أكون على سجيتي |
Bizi boğuyor! O odadayken kendim olamıyorum. | Open Subtitles | أشعر بأنني لا أكون على سجيتي وأنا بالقرب منه |
kendim gibi davranabiliyorum. - Aşk bu değil mi? | Open Subtitles | يمكنني أن أكون على سجيتي وحسب أليس هذا هو الحب؟ |
Demek istediğim etrafinda asla kendim gibi degildim. | Open Subtitles | أنا أقول بأنني لم أكن على سجيتي وأنا حولك |
- Onu tekrar gördüğümde kendim olmak isterim. | Open Subtitles | أفضل أنني سأكون على سجيتي عندما التقي بها مجددًا |
kendim olmamaktan daha çok hoşlanıyorum. | Open Subtitles | يروقني ذلك أقل من أن أحاول ألا أكون على سجيتي. |
Sen yanında kendim olabildiğim tek kişisin. | Open Subtitles | أنت أول شخص أستطيع أن أكون على سجيتي معه. |
Bugünlerde sadece o insanların arasında kendim olabiliyorum. | Open Subtitles | هم الوحيدون الذين يجعلوني أشعر بأنه من العادي أن أكون على سجيتي هذه الأيام |
kendim olmayı bırakalı o kadar uzun süre oldu ki o kişinin kim olduğunu bile hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لقد توقفت عن كوني على سجيتي منذ وقت طويل سابق لدرجة أنني لا أستطيع تذكر سجيتي |
Bir daha kendim olur muyum, bilemiyorum. | Open Subtitles | لا أدري إذا ما كنت سأصير على سجيتي مرة أخرى |
Bu yüzden senin de gelmene ihtiyacım var. kendim olmaktan çıkma ihtimalime karşı. | Open Subtitles | لذلك أريد منك أن تأتي معي في حالة لم أكن على سجيتي |
kendim olmak istemiyorum. Artık hiçbir şey olmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن اكون على سجيتي الآن لا أريد أن اكون أي أحد |
Ayrıca kendim gibi davranmam hiç etkileyici değil. | Open Subtitles | كما وأن تصرفي على سجيتي ليس مثير للإعجاب |
Özleyeceğim ama artık kendim olabileceğim. | Open Subtitles | سأفعل، لكنه حان الوقت لكي أكون على سجيتي |
kendimde değildim baba. Aklımın sadece yarısı oradaydı... | Open Subtitles | لم اكن على سجيتي يا ابي لقد كان نصفي فقط هناك |
Son zamanlarda pek kendimde değilim ve kendi bitkinliğimi takımdan çıkartmış olabilirim. | Open Subtitles | لم أكن على سجيتي في الآونة الأخيرة وربما إحباطي أثر سلباً على الفريق. وربما إحباطي أثر سلباً على الفريق. |
Telaşlı bir şekilde attığım için üzgünüm ahbap ama burada risk oldukça büyük ve ben de kendimde değilim. | Open Subtitles | آسف يا صديقي على الانفعال ولكن تعرف أن الأمور محتدة هنا وأنا لست على سجيتي. |