Bir gün bizim bölümün kuzey ve güney yanlarını ayıran A ve B kapısının arasında beni kenara çekti. | TED | في أحد الأيام سحبني بين البابين أ و ب الذي يفصل الجانب الشمالي عن الجانب الجنوبي من وحدتنا السكنية. |
Beni geçtikten sonra, aşağı daha hızlı çekti. | Open Subtitles | ولأنه سقط قبلي إلى الماء، سحبني أكثر إلى الأسفل |
Beni kendine çekti ve onun uyarılma kısmında sert bir şekil hissettim. | Open Subtitles | لقد سحبني إليه و لقد شعرت و لقد شعرت برجولته الصلبه |
Buddy Corcharan beni kenara çekip zamanımı boşa harcadığımı, çünkü cumhuriyetçilerin | Open Subtitles | بودي كوكاران سحبني جانباً وقال لي أني أضيع وقتي لأن الجمهوريين |
Uzun boylu olan kapıyı kırdı ve beni dışarı sürükledi. | Open Subtitles | كسر الرجل الطويل الباب، ثم سحبني إلى الخارج. |
Ben Moose Skowron'u takım arkadaşlarımın birinden ayırmaya çalışırken biri beni arkadan çekiştirmeye başladı sonra arkamı dönüp yumruğu geçirdim. | Open Subtitles | بينما كنت أحاول إبعاد (موس سكورون) عن أحد أعضاء فريقي... أحد ما سحبني من الخلف... ... |
Ardından ben de yatağın altına saklandım, kravatımdan tutup beni çekti ve beni boynumdan tutup sürükleye sürükleye baloya götürdü. | Open Subtitles | اذا اختبئت تحت السرير وهو سحبني خارجا من ربطة عنقي وسحبني من عنقي كل الطريق الى الرقص |
Yüzeye çıkmaya çalıştığım her seferde de beni aşağıya doğru çekti. | Open Subtitles | وكلّما حاولت السباحة للسطح سحبني للأسفل. |
Yüzeye çıkmaya çalıştığım her seferde de beni aşağıya doğru çekti. | Open Subtitles | وكلّما حاولت السباحة للسطح سحبني للأسفل. "وكلّما حاولت إنقاذه، مُتّ أيضًا" |
Kenara çekti çünkü bizim bölümdeki başka bir gençle fiziksel bir münakaşaya girmiştim ve o genç orada bir kadın memur çalışırken yere düştü, onun vardiyasını ihlal etmiştim. | TED | سحبني هنالك لأني كنت في خضم مشاجرة مع شاب آخر من نفس وحدتي السكنية، بما أنه كان هنالك ضابطة تعمل في الطابق فإنه أحس بأني انتهكت مناوبته. |
Dünya beni uzaklaştırmadı, yakınına çekti. | TED | العالم لم يدفعني بل سحبني إليه بقرب. |
Yani beni yukarı çekti ama ben iyiydim. | TED | لذلك سحبني ولكني كنت على ما يرام. |
Akım beni denize doğru çekti ve geri dönemedim. | Open Subtitles | التيار سحبني للبحر و لم أستطيع الرجوع |
Beni birşey buraya çekti. Sezgisel birşey. | Open Subtitles | شيء ما سحبني إلى هنا، هذا مدهش |
Durmayı denedim, ama lanet şey beni içine çekti. | Open Subtitles | حاولت إيقافه لكنّ المدخل سحبني بالقوّة |
Bir tüp beni yukar_BAR_ya çekti. | Open Subtitles | لقد فعلت , لكن الأنبوب سحبني .... و قابلت عائلتك و |
Beni içine çekti, elimden bir şey gelmezdi! | Open Subtitles | لقد سحبني إلى الداخل، ليس بيدي حيلة. |
Beni içine çekti, elimden bir şey gelmezdi! | Open Subtitles | لقد سحبني للداخل لم يكن هناك ما أفعله |
Beni milyonlarca kişinin arasından çekip çıkardı, adamım. | Open Subtitles | سحبني من كل تلك الملايين و ملايين من الناس، رجل |
Ve o gece beni müdür odasına sürükledi. | Open Subtitles | بجانب أنه سحبني إلى مكتب المدير في تلك الليلة |