Eğer aklından geçen buysa hayır, bu yazı sihirli alakalı değil. Bunları nereden buldun? | Open Subtitles | كلّا، ليس نقشًا سحريًّا إذا كنت تفكّر في ذلك |
Ahbap, seni ölümden döndüren sihirli bir yüzüğün var. | Open Subtitles | يا صاح، إنّك ترتدي خاتمًا سحريًّا يعيدك من الموت. |
Eserler çok fazla sihirli parazit yapıyor. Durun! | Open Subtitles | أظن أن ثمة تداخلًا سحريًّا من التحف يحول بين ذلك. |
Evet, çünkü mühürlenmiş. Kilidin üstünde, büyülü bir sembol var. | Open Subtitles | أجل، ذلك لأن به خِتمًا في القُفل، رمزًا سحريًّا. |
Ya büyüsünü saklıyor ya da büyülü olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | فإمّا إنه يخبّئ سحرًا أو يجهل أن به أمرًا سحريًّا. |
Yanında bir de bizi büyülü olarak nasıl mühürleyeceklerini açıklayan bir mektup ile. | Open Subtitles | مُلحقًا بخطاب يشرح كيفية حفظنا سحريًّا." |
Küçük bir temel bilimler üniversitesinin Michigan'ı yenebilmesi sihirli bir yanılsama mı yoksa mormal yanılsama mı? | Open Subtitles | أتساءل لو كان ظنُّهم أن مدرسة العلوم الإنسانية الصغيرة خاصتهم تمكنها هزيمة (متشيغان) وهمًا سحريًّا أو وهمًا عاديًّا. |
Elena, hiçbir şey hatırlamamak ne kadar sinir bozucu da olsa tanışma anımızı yeniden canlandırmanın sihirli bir şekilde her şeyi geri getireceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | (إيلينا)، بالرغم أنّ فقدان ذاكرتي أمر مُحبط... إلّا أنّي لا أظنّ إعادة تمثيل الوقت الذي قضيناه سويًّا سيعيدها سحريًّا. |
Bu kesinlikle sihirli. | Open Subtitles | -وإن لذلك مدلولًا سحريًّا بالقطع . |
Bunu büyülü bir ot çekmek gibi düşün. | Open Subtitles | اعتبره بقشيشًا سحريًّا كبيرًا. |
Prospero'nun sayfalardan büyülü bir şekilde doğduğu an. | Open Subtitles | حين برز (بروسبيرو) إلى الوجود سحريًّا من الصفحة. |
büyülü sert çocuk. | Open Subtitles | جبّارًا سحريًّا. |
John Dee'den gelen büyülü bir kalemi var. | Open Subtitles | -إنه يحوز قلمًا سحريًّا من (جون دي ). |