Bana onu kaybederek kimlik hırsızlığı tehdidine karşı nasıl savunmasız hâle geldiğimi açıkladı. | Open Subtitles | شرح لي كيف بفقدانه قمت بإحتمال فضح نفسي في حلقة سرقة الهوية هذه |
Onlara bu kimlik hırsızlığı olayına karışmadığımdan emin olmak istediğini açıklıyordu. | Open Subtitles | شرحت لهم كيف يريد التأكد أنني غير متورطة بقضية سرقة الهوية |
Biliyor musun Ripley, kimlik hırsızlığı ciddi bir suç. | Open Subtitles | أتعرف "ريبلى" أن سرقة الهوية جريمة جنائية؟ |
Sanki kurtulmaya çalışıyormuşum gibi Rossellini laboratuarımdaki kimlik hırsızlığını indirdi. | Open Subtitles | نحن في المطبخ. ملقاة روسيليني سرقة الهوية على ركبتي كما كنت أحاول أن جعل هروبي. |
Kredi raporları, kimlik hırsızlığını denetlemenin yalnızca en iyi yolu değil, neredeyse tek yoludur. | Open Subtitles | إنه محق التقارير المالية ليست فقط أفضل طريقة لمراقبة سرقة الهوية إنها تقريباً الطريقة الوحيدة |
Ripley, kimlik hırsızlığı ciddi bir suçtur. | Open Subtitles | أتعرف "ريبلى" أن سرقة الهوية جريمة جنائية؟ |
FBI'ın dediğine göre Rus kimlik hırsızlığı mafyasına bulaşmış olabilirim. | Open Subtitles | أتدرك أن الـ "إف بي أي" تقول أني ربما متورط في سرقة الهوية الروسية تلك؟ |
Bu basit bir kimlik hırsızlığı değil mi? | Open Subtitles | لذلك هذا هو سرقة الهوية بسيطة، نعم؟ |
Bu panelin konusu kimlik hırsızlığı. | Open Subtitles | هذا الاجتماع بشأن سرقة الهوية |
Bu panelin konusu kimlik hırsızlığı. | Open Subtitles | هذا الاجتماع بشأن سرقة الهوية |
Bize kimlik hırsızlığı konusunda yardım etmişti. | Open Subtitles | آه, (فرانسيس), شيء ما كما تعلم لقد ساعدنا بشأن سرقة الهوية |
Ayrıca başka bir suçu daha çözdüm, kimlik hırsızlığı. | Open Subtitles | وحللت جريمة أخرى سرقة الهوية |