hastane yatağında öylece uzanıp hemşirelerin sünger banyosu yaptırmasını mı istiyorsun? | Open Subtitles | التمدد على سرير المستشفى وأن تحصل على حمام بالإسفنج من الممرضات |
Olay şu ki, eğer bütün gün bir hastane yatağında yatarsanız tek yapacağınız şey tavanı seyretmektir ki, epey berbat bir deneyim bence. | TED | والنقطة هي عندما تكون ملقىً في سرير المستشفى كل يوم، كل ما تفعله هو إالنظر إلى السقف، وانها تجربة قذرة بالفعل. |
Bir hastane yatağında öylece yattı ve epey uzun bir zaman boyunca tavanı seyretti. | TED | فقط استلقى في سرير المستشفى ، و نوعاً ما ، حدَّق في بلاط البوليسترين بالسقف لفترة طويلة جداً. |
Hector oğlunun Hastane yatağından boğayla erkek erkeğe güreşmek için kaçacağını biliyordu. | Open Subtitles | كان " هيكتور " يعلم أن ابنه ربما يقفز من سرير المستشفى ويصارع الثور بنفسه رجلاً لرجل |
Hasta hanede yatarken onu görmedin, sadece tek başına yatıyordun... | Open Subtitles | ولكنك لم ترد أن تراها عندما كانت ممدة على سرير المستشفى |
Kocam hastanede ölüm kalım savaşı veriyor. Verna, iki telefonu olan bir sürü insan var. | Open Subtitles | زوجي يحارب ليعيش في سرير المستشفى. |
Geleceğin hastane yatağı kendi evlerimizde olacak. | TED | سيصبح سرير المستشفى في المستقبل في بيوتنا. |
Kız kardeşim bir hastane yatağında öldü ve böyle olması gerekmiyordu. | Open Subtitles | اختي ماتت على سرير المستشفى ، و لم يكن من المفترض ان يحصل ذلك |
O hastane yatağında yatmak çok tuhaf bir duyguydu. | Open Subtitles | نومي على سرير المستشفى . شعرت ان هناك لاأمل لي |
hastane yatağında kolunda serum omurganda bir kurşun olmadığı takdirde maça gitmemezlik edemezsin. | Open Subtitles | لن تفوت أي مباراة إلا إذا كنت مستلقيا على سرير المستشفى ورصاصة في دماغك |
hastane yatağında yatmak gerçekten insana düşünme fırsatı veriyor. | Open Subtitles | أتعلمون، النوم في سرير المستشفى يعطي الرجل فرصة للتفكير. |
Şu anda hastane yatağında yatıp hayat mücadelesi veren iyi bir dostumuzu bir an sessiz kalarak düşünelim. | Open Subtitles | دعونا نحظى بلحظة من الصمت والتأمل لصديقتنا العزيزة التي ترقد في سرير المستشفى الآن |
akıl hastası... yada... 2006'da hastane yatağında yatıyorum ve bunların hiçbiri gerçek değil. | Open Subtitles | أ ، مهووس أو... وأنا ملقاة على سرير المستشفى في عام 2006 وشيء من هذا حقيقي. |
"Seni seviyorum" dediği tek zaman hastane yatağında ölmeyi beklerken soluk borusundaki delikten çıkardığı sesti. | Open Subtitles | المرة الوحيدة التي قال فيها "احبك" كانت من خلال الثقب في حلقه بينما هو مستلقي يموت على سرير المستشفى |
Bir hastane yatağında dünyayı izliyorlardı. | Open Subtitles | في سرير المستشفى مشاهدة العالم الذهاب. |
Onu Hastane yatağından bulamaz. | Open Subtitles | لن يستطيع إيجاده و هو في سرير المستشفى |
Hastane yatağından çıkartıp getirdim buraya. | Open Subtitles | أحضرتها من سرير المستشفى لكي تكون هنا! |
"Hastane yatağından parlak beyaz bir ışık yükselmiş." Bu... | Open Subtitles | "أرتفع شيء أبيض ناصع فوق سرير المستشفى" |
Onu hastanede yatarken görünce... | Open Subtitles | عندما رأته في سرير المستشفى كانت.. |
Sırada kim varsa sonu hastane yatağı yerine tabut olabilir. | Open Subtitles | ومن ايضاً سينتهي به المطاف ملقى على التابوت بدلاً عن سرير المستشفى |