Bir haftalık bir zaman diliminde, parlaklığı onda bir azaldı. | TED | في مدة لا تتعدى الأسبوع، انخفض معدل سطوعه على مقياس شدة الضوء. |
Asıl yıldızın kütlesi geniş bir yelpazede düşebileceğinden bir süpernova olarak zirve parlaklığı da aynı biçimde geniş bir yelpazeye sahiptir. | Open Subtitles | بما أن كُتلة النجم الأصلي يُمكن أن تهبطُ بمدى واسع ذروة سطوعه كَ سوبر نوفا |
Değişken yıldız diye bilinen ve parlaklığı zamanla değişen özel bir yıldız türüyle ilgilenmeye başladı. | Open Subtitles | وأصبحت مهتمة بنوع معين من النجوم المعروف باسم النجم المتغير، الذي يغير سطوعه على مر الزمن. |
parlaklığı sabit değildi. | TED | لم يكن سطوعه ثابتًا. |