| Bu araştırmanın güzel yanı ise kimsenin, kadının Mutlu olmak için zayıf olmak zorunda olduğunu öne sürmüyor olması; | TED | والجميل في هذه الدراسة أنه لا أحد يقترح ان النساء يجب ان يكُنّ نحيفات ليُصبحن سعيدات |
| Seninle gelip sana kızları nasıl Mutlu edeceğini öğreteceğim. | Open Subtitles | سآخذك معي. سوف أريك كيف تبقي الفتيات سعيدات. |
| Hadi ama. mutluyuz, sağlıklıyız ve birlikteyiz. | Open Subtitles | بحقّك، نحن سعيدات ومريئات ومعًا. |
| Döndüğümüz için mutluyuz. | Open Subtitles | ونحن سعيدات لعودتنا |
| Yıllardır aynı adamlarla birlikteler ve hala mutlular. | Open Subtitles | لقد استمرّ زواجهنَّ سنواتٍ طويلة، وما زلنَ سعيدات |
| Tanıştığımıza sevindik efendim. | Open Subtitles | نحن سعيدات بلقائك ,سيدي |
| Polonyalı kadınlar etrafta 'Yahudi kadın' kalmayışından memnunlar mı? | Open Subtitles | هل البولنديات سعيدات لرحيل اليهوديات؟ |
| Tam da istediğim tipte kadınlarla dolu güzel, zengin, evli ve mutsuz. | Open Subtitles | مليئة بالنساء اللاتي أفضلهنّ جميلات , ثريات , متزوجات و غير سعيدات |
| Bizi kıskanıyorsun... çünkü kendini parçalayan ve kurumuş bir kariyer kadınının aksine... bizim Mutlu evliliklerimiz var. | Open Subtitles | أنت تشعرين بالغيرة، لأنه بالإضافة لأننا نساء راىعات في العمل يمكنني القول بأننا سعيدات في زواجنا |
| İyi, Mutlu kız kardeşler olarak geliştiğimiz başka bir zaman diliminden geliyorum ben. | Open Subtitles | إنها أنا من حياة مختلفة حيث تطوَّرت قرابتنا إلى أخوات أخوات صالحات، و سعيدات |
| Bayanları çok Mutlu edersin. | Open Subtitles | أنا متأكد أنك ستجعل السيدات سعيدات جداً جداً |
| Mutlu olanlar, Mutlu olmayıp idare edenler bir de Mutlu olmayıp kabul edemeyenler. | Open Subtitles | سعيدات، مدركاتٍ لعدم سعادتهن، وغير سعيدات بدون الاعتراف بذلك. |
| Kızlar ellerindeki kınalarla Mutlu görünürler çünkü yüksek dozda hayvan gübresi almış oluyorlar. | Open Subtitles | الفتيات يبدون سعيدات بهذا الحناء عل أيديهنّ لأنهن في الواقع منتشيات بسبب هذه الرائحة |
| - Nihayet seninle tanışabildiğmiz için çok mutluyuz. | Open Subtitles | كم نحن سعيدات بمقابلتك أخيراً! |
| Senin için çok mutluyuz. | Open Subtitles | فقط نحن سعيدات من اجلك |
| Burada olmaktan mutlular. | Open Subtitles | إنهن سعيدات لكونهن هنا |
| Tam olarak mutlular denemez tabii. | Open Subtitles | حسنا، هن لسن سعيدات بذلك |
| Senin adına çok sevindik. | Open Subtitles | عزيزتي نحن سعيدات من اجلك |
| - Güvende olmana sevindik. | Open Subtitles | نحن فقط سعيدات ﻷنك بآمان |
| Artık olmayan Yahudiler için üzgünler mi, yoksa bundan memnunlar mı? | Open Subtitles | هل هن سعيدات ان اليهود غادروا أم لا؟ |
| Virginia, oldukları yerden memnunlar. Fairwiev'u seviyorlar. | Open Subtitles | (فرجينيا) إنهن سعيدات حيث هن تحبّان مدرسة (فايرفيو) |
| Klişe bir laf olmasının yanında milyonlarca kadının mutsuz ve yalnız olmasının da sebebi ayrıca. | Open Subtitles | ليس فقط أنها مبتذلة لكنه السبب الحقيقي أن ملايين النساء هن غير سعيدات او غير مرتبطات |