Sanırım babam öldüğünden beri hiç bu kadar mutlu olmamıştım. | Open Subtitles | أنا ما كُنْتُ سعيدِ منذ قَبْلَ موتَ أَبَّي |
Sherry ile evleneceği için mutlu olduğumu göstermenin en iyi yollu bu. | Open Subtitles | هو سَيَعطيني فرصةَ ممتازةَ لتَشويفه كيف سعيدِ أَنا - بأنّه يَتزوّجُ شيري. |
Bunu mutlu olmak için mi yaptığımı sanıyorsun? | Open Subtitles | وأنت تَعتقدُ بأنّني عَمِلتُ هو لجَعْل نفسي سعيدِ. |
Hepimiz adına, size mutlu yıllar diliyorum, efendim. | Open Subtitles | بالنيابة عن جميع العاملين ، أتمنى لك عيد ميلادِ سعيدِ يا سيدي |
mutlu olması için bir oyuncak yetiyor. | Open Subtitles | كُلّه تقديرات a قليلاً لعبة لجَعْله سعيدِ ثانيةً. |
Daima bir bardak mutlu Rüyalar çayı içeriz. | Open Subtitles | نُكملُ المساء دائماً مَع a كأس مريح لطيف شاي أحلامِ سعيدِ. |
Zor bir durum olduğunun farkındayım ama iş birliği yaparsak herkesi evine mutlu yollarız. | Open Subtitles | الآن، يَستمعُ، أُدركُ بأنّ هذه a حالة صعبة جداً، لكن إذا كلنا نَتعاونُ، نحن يُمْكِنُ أَنْ نُرسلَ بيتَ كُلّ شخصِ سعيدِ. |
Tabii birini mutlu etmek için kullanmadığın sürece. | Open Subtitles | مالم تستعمله لجعل شخص ما سعيدِ. |
mutlu olmaz. | Open Subtitles | هو لا يكون سعيدِ. |
Buyrun, mutlu Kardeşler Restoranı. | Open Subtitles | مرحباً، مطعم إخوةِ سعيدِ. |
mutlu şükran günü. | Open Subtitles | عيد شكر سعيدِ |