Onlardan nasıl kurtulmayı düşünüyorsun? Bana da bir silah ver. | Open Subtitles | سأكون أفضل حالاً لو أريتنى كيف أستخدم سلاحاً من هذه |
Sokaktan bir silah almasinin tek nedeni, o silahin takip edilemiyor olusudur. | Open Subtitles | حسنٌ، السبب الوحيد لشراء سلاحاً من الشارع هو لأنّه لا يُمكن تعقبّه |
Birine, kendisine herhangi bir silah verebileceğimi söylersen yalan söylediğini, söylerim. | Open Subtitles | إن أظهرتَ رجلاً يزعم بأنّي قدّمتُ له سلاحاً من أيّ نوع فسأبرهن لكَ بأنّه كاذب |
Bir süre sonra, diş macunu tüpüyle bir silah yaptı ve bir çöp kamyonunun içinde hapishane kapılarından çıktı. | Open Subtitles | بعد فترة من الوقت، صنع سلاحاً من معجون أسنان وفرّ من السجن بشاحنة لجمع النفايات. |
Birisi lütfen su adama bir silah versin. | Open Subtitles | ليعطي أحدٌ ما لهذا الرجل سلاحاً من فضلكم. |
Kaka kuyusunda bulduğunuz mermiyle aynı kalibrede bir silah taşıyan polissen, değildir. | Open Subtitles | ليس لو كنت ضابط شرطة تحمل سلاحاً... من نفس العيار الذي وُجد في البراز |
Onun çalışma odasına girecek kolleksiyonundan bir silah alacak, ve onu vuracak kadar ona yaklaşabilecek biri. | Open Subtitles | فتح الباب ، دخل مكتبة ثم أختار سلاحاً من مجموعتة ثم أقترب منه ، و اطلق النار عليه... |
Kanıt odasından bir silah çıkardım. | Open Subtitles | لقد أزلت سلاحاً من غرفة الأدلة |
Tess Brown ilk romanında obsidiyan bir silah kullandı. | Open Subtitles | إستعملت (تيس براون) سلاحاً من "السَبَج" في روايتها الأولى. |