1800'lerin başlarında ülke genelinde farklı bölgeler boyut ve tat açısından çeşitlilik gösteren türler üretti. | TED | في أوائل القرن التاسع عشر، أنتجت مناطق مختلفة عبر الدولة سلالات متفاوتة الحجم والذوق. |
Melez türler bilindiği üzere dirençlidir. | Open Subtitles | حسناً، هي سلالات مختلطة والمعروف عنها بأنها مرنة |
Ne yazık ki, tüm köpek ırkları yapay seçilimin ürünü iken bazıları diğerlerinden daha sağlıklıdır. | TED | للأسف، في حين أن جميع سلالات الكلاب هي نتاج الاختيار الاصطناعي، إلا أن بعضها أكثر صحة من غيرها. |
İnsanların farklı ırkları olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم أن هناك سلالات ؟ |
Anne, soyağacı defterinde araştırdın ve servetleri hakkında sorgulama yaptın, aksi yönde davranma. | Open Subtitles | أمي، أنتِ بالفعل بحثتِ عنهُ في كتب سلالات خيول السباق وأجريتِ استفسارات عن الثروة، لا تتظاهري بخلاف ذلك |
Herkesin atının soyağacı ve dişlerinin durumu ve bunun gibi şeyler. | Open Subtitles | ... تعرف, مع سلالات خيول كل شخص و سجل الأسنان ... و بعد |
Ama yüzyıllar geçtikçe, iğrenç melezler ortaya çıktı. | Open Subtitles | ولكن على مر القرون، ظهرت سلالات نصف مثيرة للاشمئزاز |
Ancak yeni melezler görünmeye başladı, Bu nedenle ekibimizi yeniden birleştirdik. | Open Subtitles | لكن ظهرت سلالات جديدة لذا جمعنا فريقنا |
Birincisi; bu organizmanın pek çok farklı alt türlerini --bazıları yüksek miktarda toksin üreten, bazıları az miktarda üreten-- almak ve bu alt türleri farklı ülkelere yaymak | TED | أحدهم ستكون بأخذ سلالات مختلفة من هذا الكائن -- بعضها تنتج الكثير من السم, و بعضها ينتج القليل -- و أخذهم و نشرهم فى عدة بلدان مختلفة. |
Ama Dünya Sağlık Örgütü almış içinde dostlarımız Ebola ve Marburg'ta bulunan Pennsylvania'daki biyolojik tehlikeli virüs türlerini barındıran 4. seviye bir merkezde. | Open Subtitles | حسناً، منظمة الصحة العالمية عينته، كمتدرب في واحدة من منشآتها في شمال ولاية "بنسلفانيا"، التي تحتوي مخزن لمستوى 4 سلالات فيروسية بيولوجية، |
Ama yeni türler ortaya çıkmaya başladı, biz de takımımızı yeniden topladık. | Open Subtitles | لكن سلالات جديدة بدأت بالظهور فقمنا بإعادة تشكيل فريقنا |
Yani bizim, melezleştirme olarak nitelendirdiğimiz süreç , cinsleri öyle farklılaştırmıştır ki, ürünleri artık özgün türler hâline gelmiştir. | Open Subtitles | ولذلك فلعل الحيوانات التي كانت من شأنها أن تُعتبر مجرد سلالات مختلفة أول الأمر ازدادت اختلافا فيما بينها حتى أصبحت أنواعا مختلفة. |
Bütün Votan ırkları temsil ediliyor. | Open Subtitles | كل سلالات الفوتانز موجودة. |
Dünyanın dört bir yanından gelen buğday türlerini kullanıyorlar ve Sovyet buğdayını Morozov'dan daha iyi bilen biri yok. | Open Subtitles | انهم يستخدمون سلالات من القمح من جميع انحاء العالم ولا أحد يعرف القمح (السوفييتي أكثر من (موروزوف |