İlk önceliğimiz onun güvenliği. Pekala baylar, gidip işimizi yapalım. Bulalım onları. | Open Subtitles | سلامتها هي أولويتنا، حسناً يا سادة لدينا أعمال لنقوم به، لنقوم بها |
güvenliği için mi endişeleniyorsun yoksa bir şey mi yapıyorsunuz? | Open Subtitles | أنت قلق بشأن سلامتها أو هل هناك خطب في علاقتكما؟ |
Malla beraber git ve güvende olduğundan emin ol. Hiç eğlenmiyorsun. | Open Subtitles | أنت اذهب مع البضاعة وتأكد من سلامتها. انت لا تستمع بوقتك. |
İsmini değiştirdiğini öğrenince bunu güvende olmak için yaptığını sanmıştım. | Open Subtitles | عندما عرفت انها غيرت اسمها اعتقدت غيرته من اجل سلامتها |
ABD topraklarına adım atar atmaz kadının güvenliğinden ekibimiz sorumlu olacak. | Open Subtitles | فريقنا سيكون مسؤولا عن سلامتها اول ما تطأ قدميها الاراضي الأمريكية |
Ona güvenliğini sorduğumda omuzunu silker. | TED | إنها تهز بكتفيها كل مره عندما أسالها عن سلامتها. |
Önceliklerim Başkan'ın güvenliği ve bu görevin tamamlanmasıdır. | Open Subtitles | وأولوياتى الوحيدة هى المحافظة على سلامتها وإكمال هذه المهمة |
Hem kendisinin hem de İsa'nın doğmamış çocuğunun güvenliği için Meryem, Kutsal Topraklardan Fransa'ya kaçtı. | Open Subtitles | ولأجل سلامتها الشخصية .. ولأجل ابن المسيح الذي لم يولد بعد تركت الأراضي المقدسة .. وجاءت لفرنسا |
Kendi güvenliği için onu diğer mahkûmlardan uzak tutuyoruz. | Open Subtitles | لأجل سلامتها الشخصية, نبقيها بعيدا عن السجناء الآخرين |
Bak, doktor zarar görsün istemem ama önceliğim onun güvenliği değil. | Open Subtitles | لا أريد تضرر الطبيبة لكن على حساب سلامتي ولكن سلامتها ليست أولوياتي |
güvenliği konusunda endişesi olsaydı bana bahsederdi. | Open Subtitles | إذا كانت قد أعربت عن قلقها على سلامتها لكانت أخبرنتي |
Bu kasabanın iflasını önlemek ve kasabayı güvende tutmak için yapmam gerekeni yaptım. | Open Subtitles | قمت بما اضطررت للقيام به لأمنع هذه البلدة من الإفلاس، ولأحافظ على سلامتها |
Ancak O'Phelan piçi geberince bebeğim güvende olacak. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لإبقاء سلامتها حينما يموت ذلك الوغد |
Onu güvende tutmak istediğin için anlayış gösterecektir. | Open Subtitles | أعتقد بأنها ستفهم أنك تريد المحافظة على سلامتها |
Bence ona göz kulak olmalısın. güvende olması için. | Open Subtitles | حري بك أن تبقي عينيك عليها . لتتأكد من سلامتها |
Saldırıdan bir gün önce, onu sevdiğini ama güvenliğinden endişe ettiğini söylemiş. | Open Subtitles | قبليوممن الهجوم،أخبرهاأنهيحبها، لكنهكانقلقاحول سلامتها. |
Paranın yarısını şimdi, yarısını ise Maybelle'in hayatta olduğunu gördükten ve güvenliğinden emin olduktan sonra göndereceğiz. | Open Subtitles | ماذا نفعل؟ ندفع جزءاً من المبلغ الآن، ثم نحول الباقي فقط حين نتأكد أنها حية ويمكننا أن نضمن سلامتها. |
Eve gece gittiği için güvenliğinden endişe duyduk. | Open Subtitles | كنا فقط قلقون بشأن سلامتها الذهاب إلى منزلها في الليل متأخراً |
Bırakmayı düşünmüyorum; sadece gizli görevdeyken güvenliğini garanti edemiyorum! | Open Subtitles | انا لا أُفكر بالإستسلام لكن أنا لا أَستطيع ضمان سلامتها |
Harika çünkü seni dergiye güvenliğini sağlamak için gönderiyoruz. | Open Subtitles | عظيم ، لأننا سنرسلك إلى المجلة . لكي تحافظي على سلامتها |
Geç olmadan bunları güvenli bir yere götümeliyiz. | Open Subtitles | وكان هذا بعد ان أخفيت هذه تحت الارض ووضعت هنا للمحافظة على سلامتها. |
Sizler aylakları uzaklaştırana dek kilisemde korurum onu. | Open Subtitles | سأحافظ على سلامتها في كنيستي ريثما تُبعدون السائرين. |
Onları insan denekler üstünde kullanmadan önce güvenli olduklarından emin olmak için. | Open Subtitles | لنتأكدّ من سلامتها .قبل تجريبها على الإنسان |