Generalim, doktor da ilaçlar da zehirli Ejderha olayı esnasında yok olmuş! | Open Subtitles | ايها القائد العام إن الإسعافات و المسعفوا اختفوا خلال فترة سم التنين |
Üç metre yarıçaplık alanda on santim derinliğe kadar silt örneği topla. | Open Subtitles | اجمع الطمي, نصف قطر ذو ثلاثة أمتار و حتى عمق عشرة سم |
Son 150 yılda, gelişmiş ülkelerde, ortalamaya bakıldığında, 10 santimetre daha uzadık. | TED | خلال 150 سنة الماضية في بلدان العالم المتطورة أكتسب الناس 10 سم أضافية لطولهم في المتوسط. |
Biraz hızlanıp, böcek zehrini ciğerlerimizden atsak fena olmaz. | Open Subtitles | ربّما يجب علينا أن نُسرع ونحاول التخلّص من سم الحشرات من رئتينا |
Tabii her yerde zehirli sarmaşıklar vardı. | Open Subtitles | . من المؤكد أن سم البلوط موجود فى كل مكان |
Asılmak istemiyorsan bana neden zehirli olduğunu düşündüğünü söyleyeceksin. | Open Subtitles | مالم ترد أن تشنق ستخبرني لماذا تعتقد بأنه سم الآن |
Hayır, bunun zehirli olduğu kanıtlanırsa seni kendi ellerimle öldüreceğim. | Open Subtitles | لا , إن كان هذا سيثبت أنه سم أريد المتعه بقتلك بنفسي |
Söylediğine göre tuvaletin penceresi 7 santim açılabiliyormuş. | Open Subtitles | لقد قال أن نافذة الحمام يمكن فتحها بمقدار 7 سم |
Albay O'Neill, en az 48 santime 23 santim boyutlarında 15 sayfa kağıda ihtiyacım var. | Open Subtitles | كولونيل أونيل،أحتاج 15 ورقة على الأقل 48 سم في 23 سم |
Ha santim farkıyla yenmişsin, ha kilometre farkıyla. Kazanmak kazanmaktır. | Open Subtitles | لا يهم أن سبقته بـ 2 سم أو حتى 2 كم أن الفوز هو الفوز |
Burada sizinkilerden birinden sadece 4 santimetre kadar farklı bir eşleşme bulduk. | Open Subtitles | وجدنا تلاؤم جزئي بالمبنى المدرّج, 4 سم من كل منها. |
Gençliğimde, boşaldığımda 8 küp santimetre sperm oluşurdu. | Open Subtitles | في شبابي، بلغ متوسط السائل المنوي في القذف 8 سم مكعب |
Sabah uyandığınızda New York sokaklarında 70 santimetre kar olduğunu düşünün. | Open Subtitles | لكنها أيضاً أجملهن , تخيل أن إرتفاع طبقة الثلج بلغ 70 سم في مدينة نيويورك |
En azından bitli fare zehrini bu son yiyişim. | Open Subtitles | على الأقل ستكون هذه أخر مره اتذوق بها سم الفئران الذي تقدمه |
Söylediğinizi düşündüm fare zehrini attıktan sonra ellerimi yıkadığımdan eminim. | Open Subtitles | كنتُ أفكّر بشأن ما قلتَه وأنا متأكّدة أنّني غسلتُ يدي بعدما رميتُ سم الجرذان |
Okuldan mezun olduktan sonra Sum Wai-tak'ın Ustanın yanına git. | Open Subtitles | بعد مغادرة المدرسة ذهب ليتعلم من المعلم سم واى تك |
Belki de beynin kimyasını etkileyen bir çeşit toksin ya da Zehir salgılıyordur. | Open Subtitles | ربما قام بحقن سم نوع ما من السم الذى يؤثر على كيمياء المخ |
Yani bu akıllı bio-malzemeleri sadece bir santimetrelik boşluklarda köprü kurup doldurabilecek şekilde kullanabiliyoruz. | TED | إذن فيمكننا إستخدام المواد العضوية هذه و لكن بمقدار سم واحد فقط لردم تلك الفجوات. |
Larry, sana az önce 4 cc Vecuronium enjekte ettim. | Open Subtitles | لاري, لقد حقنت فقط ب 4 سم مكعب من فيكورونيوم |
31 yaşında, 1,75 boyunda ve kısa, koyu renk saçlı. | Open Subtitles | عمره 31 سنة وطوله 175 سم ولديه شعر أسود قصير |
Cıva zehirlenmesi yapıyor diye çiğ balık yemekten vazgeçecek değilim çünkü çok seviyorum. | Open Subtitles | أنا بخير مع القليل من سم الزئبق طالما يعني سآكل سمك خام لأني أحبه للغاية |
- Doğru. Bu kesiği her ne yaptıysa tüm hareket fonksiyonlarını durdurabilecek kadar güçlü felç edici bir zehre sahipmiş. Ölüm nedeni bunlar. | Open Subtitles | آياً يكن ما سبب هذا الجرح ، كان مرتبطاً به سم يسبب الشلل قوي بما يكفي لشل الوظائف الحركية |
Bu örümceğin zehrinin yarım damlası bile öldürücüdür. | Open Subtitles | نصف قطرة من سم هذا العنكبوت يمكن أن تكون قاتلة. |
Yılan zehriyle öldürülen yedi kişinin olayı çözülmeyi bekliyor. | Open Subtitles | هناك سبع جرائم قتل عن طريق سم الأفعى بانتظار الحل |
85 yaşındaki hastanda 7,5 santimlik bir abdominal aort anevrizması teşhis ettin. | Open Subtitles | عثرت على تمزق بطول 7,5 سم لدى مريضك ذو 85 عام، هيا. |
İçinde Zehir olsa bile, vücudumdaki yıkım böcekleri onu yok ederdi. | Open Subtitles | حتى لو كان في الطعام سم ستحلله الحشرات المدمرة في جسمي |