Senin için daha fazlası olabilirim Chimene, eğer izin verirsen... | Open Subtitles | يمكننى أن اكون أكثر بالنسبة لك شيمين لو سمحتى لى |
Sana dostça bir tavsiyede bulunmama izin verirsen, bunu şimdi özel olarak yap, daha haysiyetli bir biçimde. | Open Subtitles | إذا سمحتى لى أن أسدى لك نصيحة ودية ، افعلى ذلك الآن فى خصوصية إنه أكثر كرامة |
çünkü seninle ilgili olmasına izin verirsen, boku yersin, biliyorsun. | Open Subtitles | لأنك لو سمحتى للأمر بأن يسيطرعليك سوف تنتهى |
Kesinlikle. Ama küçük bir öneride bulunmama izin verir misiniz? | Open Subtitles | بالتأكيد و لكن اٍذا سمحتى لى أن أقترح شيئا واحدا |
çünkü seninle ilgili olmasına izin verirsen, boku yersin, biliyorsun. | Open Subtitles | لأنك لو سمحتى للأمر بأن يسيطرعليك سوف تنتهى |
Şimdi eğer izin verirsen, başka birinin ev ödevini yapmalıyım. | Open Subtitles | الآن إذا سمحتى لى لدى شخص آخر لأعمل له الواجب المنزلى |
Ona tekmeyi bastın. İzin verirsen döner. | Open Subtitles | حسنا، أنت التى طردتيه0 سيعود إذا سمحتى له0 |
İzin verirsen hayal gücün seni istediğin yere götürür. | Open Subtitles | انه لمن العجيب اين يأخذك العقل اذا سمحتى له |
Bana izin verirsen... ve bizimle gelirsin, benimle... gözlerin, kalbin sonunda yeni bir dünyaya açılır. | Open Subtitles | لو سمحتى لى و تسصبحين معنا , معى عيناكى قلبك و جسدك سيفتحون الى عالم جديد |
Kimse geçemez. Ama izin verirsen, arkadaşın olabilirim. | Open Subtitles | ولكن إذا سمحتى لى فسأكون صديقتك |
Sana yaslanmama izin verirsen, sorunun hallolacağına eminim. | Open Subtitles | .... لو سمحتى لى بالإتكاء عليك انا متأكد اننا سنصل للمنزل |
İzin verirsen eğer. | Open Subtitles | إذا سمحتى لى |
Dışarı çıktığında, odanda yatmama izin vermiştin. | Open Subtitles | حين خرجت ، سمحتى لى بالنوم فى غرفتك حسناً |
Eğer izin verirseniz, bize karşı yapılan suçlamalara karşılık vermeden önce psikiyatrik tedavi için zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | سيدتى القاضية, السادة الأفاضل .. إن سمحتى لى أريد بعض الوقت |