Ve ben de düşünüyordum Tanrı korusun ikimizden birine bir şey olursa bebeğe kimin bakacağına dair belki de kanuni bir belge imzalamalıyız. | Open Subtitles | كنت أفكر في أن يعني لا سمح الله شيئ ما يحدث في أي من الولايات المتحدة, ربما يجب علينا شيء مكتوب قانونا ارتفاع |
Büyük organ açığı ihtiyacınız olduğunda Tanrı korusun. | TED | نقص هائل في الأعضاء، إن احتجت لأحد الأعضاء، لا سمح الله. |
işte bu büyük pazar. İnekleri - asosyalleri ve Tanrı korusun; haylazları görmezden gelirlerdi. | TED | ذلك هو السوق الكبير. سيتجاهلون الهواة، ولا سمح الله .. المتقاعسون أيضاً |
Allah korusun, saldırı gerçekleşirse, tam olarak neyle karşı karşıya olduğumuzu bilmeliyim. | Open Subtitles | أريد أن أعرف بالضبط ما نواجهه، إذا لا سمح الله وقعت الهجمات |
O ve annesi, kafayı bulmuş Sunshine ikizleri gibilerdi sadece, Allah korusun, evlilik planlarıyla ilgili bir şey olduğu zamanlar dışında. | Open Subtitles | وهي مع أمها منيرتان جداً إلا في حال, لا سمح الله حدث شيء لخطط الزفاف |
Çünkü, Tanrı esirgesin, eğer geri dönmeyi başaramasaydım, en azından kartlarımı masaya koymuş olacaktım. | Open Subtitles | لأنه لا سمح الله إذا لم انجو فعلي الأقل ألقيت كل اوراقي علي الطاولة |
- Evet, Tanrı korusun, ya yeseydin? | Open Subtitles | نعم، لا سمح الله يجب أن تأكل واحدة، أليس كذلك؟ |
Tanrı korusun herhangi birisi benim yerimde olabilirdi. | Open Subtitles | لا سمح الله أن يجد أي منهم نفسه في هذا الموقف |
Tanrı korusun, çaresi bulunana kadar. | Open Subtitles | فيما عدا, لا سمح الله, أن يجدوا علاجاً له. |
Eğer hasta olduysa, hastahane raporları ya da onun gibi bir şey olur. Ve, Tanrı korusun, eğer öldüyse, ölüm sertifikası vardır. | Open Subtitles | حسنًا، لو كانت مريضة، سيكون هناك تأمين طبي أو سجلات المستشفى أو لا سمح الله لو توفيت |
Katie, Tanrı korusun, öyle bir durumda olabilirsin ki... ateş etmeyi bilmek hayatını kurtarabilir. | Open Subtitles | كيتي , انت يمكن ان تكوني في موقف ,لا سمح الله تكوني تعرفي اطلاق النار حتى تنقذي حياتك |
Tanrı korusun birgün hastalanırsak eğer, biliyoruzki ailemiz hep yanımızda olur, çünkü bunu sağlayacak imkanlarımız var. | Open Subtitles | عندما يمرض أحدنا لا سمح الله نعرف ان عائلاتنا ستكون بجانبنا لأن مواردنا عندنا |
Aman Tanrı korusun, şu kusursuz küçük elma sepetinden eksilen olmasın. | Open Subtitles | اوه, لا سمح الله ربما أزعجت عربة التفاح خاصتك |
Şimdiye kadar nişanlanmış ya da evlenmiş olabilir ya da Allah korusun, belki şişman biri. | Open Subtitles | يمكن ان تكون مخطوبة او متزوجة الآن او لا سمح الله .. اصبحت بدينة |
Aşikar olan tehlikeler bir binaya çarpması veya Allah korusun kitle imha silahı kullanması. | Open Subtitles | المخاطر واضحة وغير اذا تعطل نحو مبنى او لا سمح الله نشر اسلحة دمار شامل. |
Allah korusun, açık büfe tatlı reyonu olmayan bir yerde yemek yiyeceğiz. | Open Subtitles | لا سمح الله ان نأكل فى مكان لا يوجد بة صينية فطائر دوّارة |
Konuyu değiştirme. Aliya duyarsa Allah korusun .. | Open Subtitles | غيرو الموضوع , لا تسمعكم عاليه لا سمح الله |
Bazen evli insanlar, Allah korusun, eşinin başına bir şey gelirse yatmak istedikleri kişilerin isimlerini liste yaparlar. | Open Subtitles | احيانا الاشخاص المتزوجون يلعبون تلك اللعبة عندما يكتبون لائحة من الذى سينامون معة , اذا لا سمح الله |
Tanrı esirgesin. Bir misafir daha! Bu sefer bir şampiyonumuz var artistik patinaj sanatçısı. | Open Subtitles | لا سمح الله. المزيد من الرفقة! هذه المرة لدينا بطل |
Allah muhafaza ban bir şey olursa diye, güvencem olacak. | Open Subtitles | إن لا سمح الله حدث شيءٌ لي حالما ننطلق في رحلتنا. |
Başın bir gün belaya girerse, Tanrı göstermesin yasal bir belaya... | Open Subtitles | واذا وقعت في ورطة لا سمح الله ورطة قانونية |
İkimiz de biliyoruz ki, tırnağını kırdığında, ...belediye otobüsüne bindiğinde ya da maazallah...gerçekten bir devlet okuluna adımını attığında, ...koşarak eve gelecek. | Open Subtitles | تركب حافلة المدينة لا سمح الله, أول ما تخطو في المدرسة العامة ستأتي جرياً للمنزل حسناً, الامر عائد كلياً إلى ليلي؟ |
Aman Allah göstermesin, yanlışlıkla bir başkası için bir iyilik yaparsın. | Open Subtitles | لا سمح الله, أنتِ لا تفعلين أي شيء لطيف لأي شخص |