| - Onu duydun. Bitir işini! - O tabancayı kılıfına sok Yüzbaşı. | Open Subtitles | ـ سمعتَ ما قاله, إِنهِ الأمر ـ أبعد ذاك المسدس، أيها الرقيب |
| Neler olduğunu duydun mu bilmem ama benim bir şeyim olmadığını bil. | Open Subtitles | لا أعلم إذا سمعتَ عمَّا حدث ولكن أردتُكَ أن تعلم بأنّني بخير |
| Hiç hard rock meraklısı hasidik yahudi duydun mu? | Open Subtitles | هل سمعتَ بيهودية هاسيدية تحبّ موسيقا الهارد روك؟ |
| Büyük bir hata yapıyorsun - "En kötü" kelimesini duydunuz mu? | Open Subtitles | لكنكَ تقوم بخطأ كبير للغاية هل سمعتَ بشيء إسمه أفوس سيد أرنولد |
| Peki, adami duydun. Artik çikabilirsin. | Open Subtitles | حسنٌ، إنّكَ سمعتَ الرجل، يمكنكَ أنّ تغادر الآن. |
| Anneni duydun. Eğer bir şey olursa bundan aile sorumlu olur. | Open Subtitles | قدّ سمعتَ أمكَ ، العائلة مسؤلة عن أيّ شيء يحدث. |
| Kızı duydun. Sana söyleyecek bir şeyi yokmuş. | Open Subtitles | لقد سمعتَ الفتاة، لايوجد لديها ماتقوله لكَ |
| Peki, adamı duydun. Artık çıkabilirsin. | Open Subtitles | حسنٌ، إنّكَ سمعتَ الرجل، يمكنكَ أنّ تغادر الآن. |
| Evdesindir diye umuyordum. Neler olduğunu duydun mu bilmem ama benim bir şeyim olmadığını bil. | Open Subtitles | آسف, كنتُ أتمنى أن تكون في البيت لا أعلم إذا سمعتَ عمَّا حدث |
| Neler olduğunu duydun mu bilmem ama benim bir şeyim olmadığını bil. | Open Subtitles | لا أعلم إذا كنتَ سمعتَ عمَّا حدث ولكن أردتكَ أن تعلم بأنَّني بخير |
| Bu yeri duydun, değil mi? | Open Subtitles | سمعتَ بشأن هذا المكان ، أليس كذلك ؟ لماذا ؟ |
| Tepemizdeki şu kara delikler hakkında bir şeyler duydun mu? | Open Subtitles | هل سبق أن سمعتَ بالثقوب السوداء في الأعلى هناك؟ |
| Acaba A-young'un ailesi ile ilgili bir şey duydun mu? | Open Subtitles | بالمناسبة.. هل سمعتَ شيئًا من عائلة آي يونغ؟ |
| duydun mu yoksa mesaj mı atayım? | Open Subtitles | هل سمعتَ بذلك أو أرسله لك عن طريق البريد الإلكتروني ؟ |
| King'in MFDP'nin kurultaya girmesini talep eden kamu telgrafını duydun mu? | Open Subtitles | هل سمعتَ ببرقيّة العامّة الخاصّة به؟ مطالباً بأن أقود لجنة الحُريّات بالحزب الديمقراطيّ؟ |
| Peki, demek silah seslerini duydunuz. Öylesine dışarı bakmadınız mı, bir arabanın ayrıldığını görmediniz mi? | Open Subtitles | حسنٌ، إذن سمعتَ إطلاق النار لم تنظر للخارج، رأيت سيارة تغادر؟ |
| Peki, demek silah seslerini duydunuz. Öylesine dışarı bakmadınız mı, bir arabanın ayrıldığını görmediniz mi? | Open Subtitles | حسنٌ، إذن سمعتَ إطلاق النار لم تنظر للخارج، رأيت سيارة تغادر؟ |
| Orada bulunan altın ve bronz madenlerini şüphesiz duymuşsundur. | Open Subtitles | لا شك و أنك قد سمعتَ باكتشافات الذهب و البرونز التي حدثت هناك |
| Onu kimin öldürdüğüne dair dedikoduları duymuş olabilirsin. | Open Subtitles | لربما سمعتَ إشاعات لمن قام بقتلهِ |
| duymadın galiba? Sana bir görev verdim. Dediğimi yap. | Open Subtitles | سمعتَ ما قلتُه، أمرتك بفعل شيء فافعله الآن |
| Bana bir iyilik yap. Ondan bir daha haber alırsan onunla konuşmak istediğimizi söyle. | Open Subtitles | أسدني معروفاً , إن سمعتَ منها مجدداً أعلمها بأننا نودّ مخاطبتها |
| Adı geçmişken... Nathan'dan haber aldın mı? | Open Subtitles | بالحديث عنه , هل سمعتَ شيئاً عن "نايثن" ؟ |
| Yeni bir şey duyduğun zaman bana gelmeyi unutma. | Open Subtitles | إنّه عربون أعلمني إذا سمعتَ أيّ شيء |
| Paradan haberin var, değil mi? | Open Subtitles | سمعتَ عن المبلغ.. |
| Sen de her şeyi Eun Taek'ten duymuşsun. | Open Subtitles | فلقد سمعتَ كُل شيء من يون تايك. |
| Central Pacific'in 40 mil eşiğini aştığını duymuşsunuzdur herhalde. | Open Subtitles | لقد سمعتَ بأنّ الإتّحاد أدّواْ 40 الميل الخاصة بهم، أليس كذلك؟ |
| Bir şey duyarsanız bizi arayın. | Open Subtitles | إن سمعتَ شيئاً , فقم باستدعائنا |
| - Teklifimi ilk duyduğunuzda ne düşündünüz? | Open Subtitles | عندما سمعتَ اقتراحي لاول مرة ما كانَ رأيُك؟ |