Yani, sokakta söylentiler duydum kazançlarını sahte olduğunu , bu ama bilmiyordum . | Open Subtitles | أعني, سمعت شائعات في الشارع أن أرباحها كانت وهمية لكننيّ لم أكن أعلم |
söylentiler duydum ama diğer muhbir raporları durumu gösteriyor. | Open Subtitles | أنا سمعت شائعات ولكن تقارير اخرى جعلت الجرائم واضحة |
söylentiler duydum. Kayzer bizzat kocanıza madalya verecekmiş. | Open Subtitles | لقد سمعت شائعات انه القيصر بنفسه قد منح |
Bu prosedürün söylentilerini duymuştum ve şüphelerim var. | Open Subtitles | لقد سمعت شائعات حول هذه الاجراءات ولأكون صادقاً معك أنا متشكّك جداً |
İnternette bu herifle ilgili söylentiler duymuştum ama şehir efsanesidir diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | انا اعنى , انا سمعت شائعات ,عن هذا الرجل اونلاين لكن ظنيت انه .فقط اسطورة متحضرة |
Hikayeler vardı. | Open Subtitles | لا أعرف سمعت شائعات |
Buradayım çünkü şirket duvarları içine bir miktar gizli yatırımlar sakladığına dair dedikodular duydum. | Open Subtitles | أنا هنا لأنني سمعت شائعات تقول بأنك خبأت العديد من الإستثمارات السرية داخل جدران الشركة |
Bu yer hakkında söylentiler duydum. | Open Subtitles | سمعت شائعات عن هذا المكان. |
- Garip söylentiler duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت شائعات غريبة |
Nöbet geçirdiklerini ve uyuşturucu baskını yaptıklarını duymuştum. | Open Subtitles | سمعت شائعات بأنهم كانوا يسرقون مالاً من الأموال المتصادرة وأموال المخدرات |
Ayinleri hakkında dedikoduları duymuştum. | Open Subtitles | وكان ل سمعت شائعات حول حفل بهم. |
Sizin hakkınızda söylentiler duymuştum. | Open Subtitles | لقد سمعت شائعات عنك |
Söylentiler duymuştum. | Open Subtitles | لقد سمعت شائعات |
Bilmiyorum. Hikayeler vardı. | Open Subtitles | لا أعرف سمعت شائعات |
Güzelliğinle ilgili dedikodular duydum. | Open Subtitles | -لقد سمعت شائعات كثيرة عن جمالك |
Ama özellikle bir çocuk hakkında endişe verici dedikodular duydum. | Open Subtitles | لكني سمعت شائعات عن شخص محدد |