Bugün çok verimli geçti. Çok sıcak bir dedikodu duydum. | Open Subtitles | إنه يوم الإنتاج الكبير سمعت شائعة مُثيرة للجدل |
Sanat sokağından geçiyordum da ilginç bir dedikodu duydum. | Open Subtitles | بينما كُنت مارًا بمنطقة مونهوا... لقد سمعت شائعة مُثيرة للإعجاب تدور في الأرجاء. |
- Yani, bir dedikodu duydum... | Open Subtitles | حسنا, لقد سمعت شائعة ... |
Kendi başına hareket ettiğine dair dedikodular duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت شائعة بأنك ستصبح من أبناء البلد |
Yıldızlara yapılan seyahatler hakkında dedikodular duydum. | Open Subtitles | لأني سمعت شائعة بخصوص السفر إلى النجوم |
Bayrama Kral Horik'in bizzat katılacağına dair bir söylenti duydum bugün. | Open Subtitles | لقد سمعت شائعة اليوم بأن الملك هوريك) بنفسه ربما يحضر المهرجان) |
Bayrama Kral Horik'in bizzat katılacağına dair bir söylenti duydum bugün. | Open Subtitles | لقد سمعت شائعة اليوم بأن الملك هوريك) بنفسه ربما يحضر المهرجان) |
Sen ve Sheila Baxter hakkında küçük bir dedikodu duydum. | Open Subtitles | سمعت شائعة صغيرة بخصوصك و(شيلا باكستر) |