"سمعَ" - Traduction Arabe en Turc

• duymuş
• duyan
• duydu

Dün gece çatıdayken onun hakkında söylediklerimizi duymuş.
لقد سمعَ حديثنا عنه ليلة أمس على السطح

Bundan uzun zaman önce bir adam, bir denizkızına aşık olmuş ve denizkızının sesini duymuş.
مُنذ وقتاً طويل ... كان هنالك صبي أحبّ حورية و سمعَ صوتها

Hikayeyi duymuş ve Vogel'le röportaj yapmak istiyor.
سمعَ حيال القضيّة و يريد أن يجري مقابلةً مع (فوغل).

O serserinin son sözlerini duyan bendim.
كُنتُ آخِر من سمعَ صوتَ ذلكَ التافِه

Söylenilenleri duyan tek ben miydim?
هل كنتُ الوحيد الذي سمعَ ما قالوه؟

Sesimi duydu, içeriye giriverdi.
أنت يا رجُل، لقد سمعَ الموسيقى و أتى إلى هنا

Bu kadar erken geldiğiniz için sağ olun. Herkes haberleri duydu mu?
أشكركم على الحضور مبكراً ؛ هل الجميع سمعَ الأخبار ؟

Moz, Mauritian senti damgası yaptığını duymuş.
في الحقيقة، (موز) سمعَ بأنك تبيعي طوابع {\pos(192,230)} "موريتيوس الأحمر بوست أوفيس 1 بنس"

Bundan uzun zaman önce bir adam, bir denizkızına aşık olmuş ve sesini duymuş.
- هو احبَ الحورية و سمعَ صوتها -

- O değil. Onu duymuş olan yaşlı bir adam yalnızca.
"إنّه رجلٌ عجوز سمعَ عنه".

Welch, bildiğin gibi Pridgen'a amcasını anlatan kızı duyan bir tek sen varsın.
"أنتَ هو الشخصُ الوحيدُ الآخرَ يا "ويلتش الذي سمعَ تلكَـ الفتاةُ تخبرُ "بريدجن" عن حالةِ عمها

Onun namını duyan herkes kudretinin de farkına varıyordu.
سمعَ به الجميع، ولمسَ قوته.

Herkes duydu. Klein önemli biri.
الجميع سمعَ عن ذلك، (كلاين) شخص مهم.