Shanghai'da, yerel bir lezbiyen grup ile konuşma şansım oldu ve onlara kendi hikayemizi bozuk Mandarin aksanımla anlatmaya çalıştım. | TED | في شنغهاي، سنحت لي الفرصة للتحدث إلى مجموعة محلية من المثليات جنسيا وأخبرهم قصتي بلغتي الصينية الرديئة. |
2014'te Zuni kabilesinden saygıdeğer dini bir liderle görüşme şansım oldu. Octavius Seowtewa ile birlikte, Savaş Tanrısı heykeli olan Avrupa'daki beş müzeyi gezdik. | TED | سنحت لي الفرصة فى عام 2014 بالسفر مع زعيم ديني محترم من قبيلة زونى يدعى أوكتافيوس سوتوى لزيارة خمسة متاحف فى أوروبا تحتوى على آلهة الحرب. |
Fırsat buldukça golf oynamaya devam etmeyi planlıyorum. | TED | أخطط لمواصلة لعب الغولف كلما سنحت لي الفرصة. |
Şimdi başı boş gezmek yerine iyi bir şeyIer yapma şansım var. | Open Subtitles | الآن سنحت لي الفرصة لعمل الخير بدلاً من التسكع. |
Şansım varken seni yemem gerekirdi, diye düşünüyorum. | Open Subtitles | لا زلت أظن أنه كان يجب أن آكلك حتى سنحت لي الفرصة |
2008 yılında, bir sanatçı misafirliği için Berlin,Almanya'ya gidebilme fırsatım oldu. | TED | في عام 2008، سنحت لي الفرصة للسفر إلى برلين، ألمانيا، لحضور برنامج خاص بالفنانين هناك. |
Üç kere sana her şeyi söyleyebilme şansı kazandım ve üçünde de mahvettim. | Open Subtitles | ثلاث مرّات سنحت لي الفرصة لإخبارك كلّ ما وددت قوله لك -وأفسدت الفرصة 3 مرّات . |
CA: Jim, birkaç yıl önce Elon Musk ile konuşma şansım oldu ve ona başarısının sırrını sordum, o da sırrının, fiziği ciddiye almak olduğunu söyledi. | TED | كريس: جيم، منذ بضع سنوات، سنحت لي الفرصة للتحدث مع ايلون موسك، وسألته عن سر نجاحه، وأخبرني أن السبب يعود لجديته عندما يتعلق الأمر بالفيزياء. |
Jennifer ve Vince ile zaman geçirme şansım oldu. | Open Subtitles | لقد سنحت لي الفرصة بقضاء الوقت مع (جينفر) و(فينس) |
Elime Fırsat geçmişken, makineleri bozmalıydım. | Open Subtitles | كان يجب أن أقوم بتعطيل المحرك عندما سنحت لي الفرصة |
Herhângi bir sinematik tasviri görmemiştim ama şans eseri kısa zaman içinde bir Fırsat doğmuştu. | Open Subtitles | لم أشاهد أي من أفلامها السينمائية المصورة لكن لوفرة الحظّ، سرعان ما سنحت لي الفرصة |
Bir Fırsat oldu ve sen beni durdurdun. Şimdi kendime soruyorum, neden? | Open Subtitles | ،وعندما سنحت لي الفرصة قمتِ بإقافي |
Onun başlattığını bitirme şansım var ve bunun önündeki tek engelin sen olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | و قد سنحت لي الفرصة لإتمام ما بدأه, لكني أعلم أنك أنت الوحيد, الذي يعترض طريق تحقيق ذلك |
Onun başladığını bitirme şansım var. | Open Subtitles | و قد سنحت لي الفرصة... لإتمام ما بدأه, |
Şansım varken seni yemem gerekirdi, diye düşünüyorum. | Open Subtitles | ما زلت أعتقد أنه وجب علي أكلك بينما سنحت لي الفرصة |
Galiba Şansım varken o aynayı yok etmeliymişim. | Open Subtitles | كان يجدر بي ان احطم تلك المرآة حين سنحت لي الفرصة |
O zamanlar Şansım varken onu öldürmeliydim. | Open Subtitles | كان يجدر بي أن أقتله عندما سنحت لي الفرصة |
"All the Queen's Horses" adlı belgeselim için Kathe ile röportaj yapma fırsatım oldu. | TED | وفعليا سنحت لي الفرصة للقاء بها لبرنامجي الوثائقي فرسان الملكة |
Evet Bay Torcillo, nihayet ortak dostumuz başkanla görüşecek fırsatım oldu. | Open Subtitles | Torcillo يا عزيزي، لقد سنحت لي الفرصة الحديث مع صديقنا المشترك، |
fırsatım oldu... Ama bunu değerlendirmedim. | Open Subtitles | لقد سنحت لي الفرصة لكني لم أستغلها |
Üç kere sana her şeyi söyleyebilme şansı kazandım ve üçünde de mahvettim. | Open Subtitles | ثلاث مرّات سنحت لي الفرصة لإخبارك كلّ ما وددت قوله لك -وأفسدت الفرصة 3 مرّات . |