Kayıp bir şey bulursanız, sizin için bir rapor hazırlamaktan mutluluk duyarız. | Open Subtitles | سنسعد برفع محضرِ لكِ لو وجدتِ شيئًا مفقودًا |
Mesele paraysa kocam ile ben, size yardımcı olmaktan mutluluk duyarız. | Open Subtitles | إذا كان بخصوص المال زوجي وأنا سنسعد جدا لو أعنّاكِ |
"Güzel kızınızı evimize kabul etmekten mutluluk duyarız." | Open Subtitles | "سنسعد بأن نأخذ ابنتكم الجميلة إلى منزلنا " "زوجي وأنا نملك الكثير من الخبرة مع الأطفال الروسيّين" |
Paranı almaktan mutluluk duyardık Sam, ama isim hakları için söz verdim. | Open Subtitles | سنسعد بتقبّل أموالك يا (سام)، لكنّي تخلّيتُ عن أحقيّة الإسم لا يمكن أن يكون مؤسّسة "أرسنال |
Bay Kendrick'in bu olayda yer aldığına dair kendi kanıtımızı sunmaktan mutluluk duyarız. | Open Subtitles | سنسعد للغاية بتقديم دليلنا الخاصّ بأنّ السيّد (كندرك) كان متورّطاً |
Bakın, zahmet falan verdiğimiz için üzgünüz, ama benim minnettar eşim ve ben, dediklerinizi yapmaktan mutluluk duyacağız. | Open Subtitles | اسمعي , نحن في غايـة الأسف للتسبب بأي ... ازعاج و أيمـا شيء آخر ... لكن زوجتي الشاكرة و أنـا سنسعد بالقيام بأي شيء تقولونـه , صحيح , عزيزتـي ؟ |