"سنفترض" - Traduction Arabe en Turc

    • farz
        
    • varsayacağız
        
    • varsayıyoruz
        
    • varsaymalıyız
        
    • varsayımı üzerine
        
    • varsaymamız gerekiyor
        
    Sadece gittiğini farz ediyoruz. Bir izin ver bize. Open Subtitles سنفترض فقط أنك ذهبت خلف البقرة ، دعونا نفترض هذا فقط.
    Aksi takdirde onları yitirdiğimizi farz etmek zorunda kalacağız bir Hıristiyan yerleşim merkezine ulaşma umudumuzla geldiğimiz yoldan geri dönmemiz gerekecek. Open Subtitles وإن لم تعد، سنفترض أنها تاهت وسيكون علينا المضي في طريق العودة،
    Bay Cahill'in başkaları için mi yoksa kendi hesabına mı çalışıp çalışmadığını öğrenene kadar tüm telsiz frekanslarının ifşa olduğunu varsayacağız. Open Subtitles الان ، حتى نكتشف سواء كان السيد كاهيل كان يعمل لوحده أم لا سنفترض أن أجهزة مذياعنا مخترقة
    Pekala, HKM ne olduğunu belirleyinceye kadar, bunu bir kişinin yaptığını varsayacağız. Open Subtitles فإننا سنفترض أن أحدهم قام بهذا
    varsayıyoruz ki tekrar epeydir kaybettiğimiz neşeli hayatımıza geri döneceğiz Yeniden oynayacağız Open Subtitles نحن شباب ثانية و نحن بنات ثانية سنفترض إننا فقدنا طويلا ثم عدنا
    Orada ne işi vardı en ufak bir fikrimiz yok ama aksi kanıtlanana kadar, Rain'in diğer takım için çalıştığını varsayıyoruz. Open Subtitles ليست لدي فكرة لماذا فتحوا طرق أخرى، سنفترض بأنه أعيد للعمل للفريق الآخر.
    Yaptığınız her telefon konuşmasını dinliyor olacaklarını varsaymalıyız. Open Subtitles سنفترض بأنهم ينصتون لكل مكالمة هاتفية نقوم بها.
    Takımın orada Kayıp Şehir'i bulup bir üs kurdukları varsayımı üzerine gideceğiz. Open Subtitles سنفترض أن الفريق وجد المدينة الضائعة وأقام قاعدة
    Barnes'ın Theo'ya bildiğimiz her şeyi söylediğini varsaymamız gerekiyor. Drew'nun peşine bir ordu yollayacak. Open Subtitles سنفترض أن " بارنز " أخبر " ثيو " بكل ما نعرفه ولن يرسل جيشاً خلفه
    Aksi takdirde onları yitirdiğimizi farz etmek zorunda kalacağız bir Hıristiyan yerleşim merkezine ulaşma umudumuzla geldiğimiz yoldan geri dönmemiz gerekecek. Open Subtitles وإن لم تعد، سنفترض أنها تاهت وسيكون علينا المضي في طريق العودة،
    Bırak geçelim Muhafız aksi hâlde bize karşı bir husumetin olduğunu farz edeceğiz. Open Subtitles دعنا نمر ,ايها الحارس والا سنفترض انك تعنى نيه سيئه
    Bu adamlar barbar adamlar. Bu yüzden biz de kendi isteği ile oradan ayrılmadığını farz edip, malzemelerinizi getirip onu kurtarmak zorundasınız. Open Subtitles و لأنهم متوحشون سنفترض أنها لا تقدر على الحركه
    Apophis olduğunu varsayacağız. Open Subtitles سنفترض بأنه كان أبوفيس
    Herkesin sağlıklı bir şekilde ayrıldığını varsayacağız. Open Subtitles نحن سنفترض موافقة كل شخص
    Bunun annen, bunun amcan ve bunun da Jin olduğunu varsayacağız. Open Subtitles (الان,نحن سنفترض ان تلك كانت والدتك,وهذا عمك,وهذا (جين
    Şu an senin bir yabancı olduğunu varsayıyoruz. Open Subtitles و نحن سنفترض في هذه الحالة بأنكَ متطفل
    Bilginin güvenilir olduğunu varsayıyoruz. Open Subtitles سنفترض أن هذه المعلومات جيدة
    - Öyle olduğunu varsaymalıyız. Open Subtitles هل معه رجال ؟ سنفترض ذلك
    Evet ama Mark'ın katilini veya neyin peşinde olduğunu öğreninceye dek Neil'ın tehlikede olduğunu varsaymalıyız. Open Subtitles أجل، لكن حتى نكتشف من قاتل (مارك) أو ما كان ينوي فعله، فإننا سنفترض أن (نيل) معرض للخطر
    Barnes'ın Theo'ya bildiğimiz her şeyi söylediğini varsaymamız gerekiyor. Open Subtitles سنفترض أن " بارنز " أخبر " ثيو " بكل ما نعرفه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus