Bu iş düşündüğünüz kadar kolay değil. Stüdyoya girip doğrudan şova çıkmak... | Open Subtitles | الأمر ليس سهلاً كما تعلم أن تدخل للأستديو, إلى عرض حىّ مباشرةً |
Söylendiği kadar kolay yapılamıyor. Burada olduğumu biliyorlar, birkaç dakika içince beni bulacaklar. | Open Subtitles | الامر ليس سهلاً كما يبدو, انهم يعلمون اني هنا سيجدونني في دقائق معدوده |
Ama açlığı nasıl çözebileceğimizle ilgili anlatım ve düşünce sürecini değiştirmek düşündüğüm kadar kolay olmadı. | TED | لكن لم يكن الأمر سهلاً كما توقعت لتغيير الحكاية المروية وعملية التفكير حول الطريقة التي تحل مسألة الجوع. |
Umalım da söz verdikleri gibi kolay olsun. | Open Subtitles | دعنا نأمل ان يكون الأمر سهلاً كما وعدوا؟ |
Göründüğü kadar basit değil, değil mi? - Hayır. | Open Subtitles | الأمر ليس سهلاً كما يبدو، صحيح؟ |
Birgün o dışarıdayken sadece evin dışına çıkıp, veda sözcüğü etmeden sonsuza kadar çıkıp gitmek yeteri kadar kolay olmalıydı. | Open Subtitles | ربما كان عليّ ، مثلما يبدو الأمر سهلاً كما تعتقدون ، أن أغادر المنزل ببساطة يوماً ما حيث تكون في الخارج |
...internetten birşeyler ısmarlamak hiç de söylendiği kadar kolay değil. | Open Subtitles | طلب الهدايا من الإنترنت ليس سهلاً كما يقول الناس |
Benimle olmak nefes almak kadar kolay olurdu. | Open Subtitles | الأمر كان سيصبح سهلاً كما لو كنت تتنفسين معي. |
Zaten dediğim kadar kolay değil bu iş. | Open Subtitles | ,الأمر ليس سهلاً كما تظن بأي حال, حسناً؟ |
- Bundan paçayı sıyıramayacaklar. - Düşündükleri kadar kolay olmayacak. | Open Subtitles | ،لن يفلتوا بعيداً بهذا .ليس سهلاً كما يظنون |
Los Angeles'ın göbeğinde gecenin o saatinde içecek bir yer bulmak sandığın kadar kolay değil. | Open Subtitles | إنه ليس سهلاً كما قد تظن أن تجد شراباً في منتصف الليل في لوس أنجلوس. |
Dikkat çekmemeye çalıştım ama umduğum kadar kolay değildi. | Open Subtitles | لقد حاولت البقاء بعيداً عن الأضواء لكن لم يكُن الأمر سهلاً كما أملت أن يكون |
Düşündüğümüz kadar kolay olmayacağını biliyordum. Hayır. | Open Subtitles | كنت أعرف أن هذا لن يكون سهلاً كما كنت تعتقد |
Ne var ki düşündüğüm kadar kolay olmadı. | Open Subtitles | ولكن لم يكن الأمر سهلاً كما ظننت. |
Bunun hala ne kadar kolay olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | مازلت لا أصدق كم كان هذا سهلاً كما قلت |
Yani benimle uğraşmak sandığın kadar kolay olmayabilir. | Open Subtitles | لذا العبث معى لن يكون سهلاً كما تعتقدين |
Sanırım düşündüğüm kadar kolay olmayacak. | Open Subtitles | أخشى أن الأمر ليس سهلاً كما ظننت |
Her şey benim için göründüğü gibi kolay değil, anlıyor musun? | Open Subtitles | كل شيء ليس سهلاً كما يبدو لي, أتعلمين؟ |
Eskisi gibi kolay olmayacak. | Open Subtitles | ليس سهلاً كما كان في الماضي |
Hayır. Her şey bu kadar basit olmayabilir belki. | Open Subtitles | فقط أظن بأن كل شيء ليس سهلاً كما يبدو! |
Bu o kadar basit değil. | Open Subtitles | الأمر ليس سهلاً كما تظنه |