- Evet. Her zaman kitaplarını kullanmada iyisin. Onlar senin için çok basit. | Open Subtitles | لقد كنت جيد جداً مع كتبك اجعلها تبدو سهله |
Yapmamız gereken daha çok şut çekmek, basit oynamak. | Open Subtitles | كل ما علينا فعله هو احراز بعض النقاط. انها مباراه سهله, يا رفاق. |
Ama diplomasi de sadece yalakalıktan ve basit işlerden ibaret değildir. | Open Subtitles | ولكن الديبلوماسيه ليست مجرد .. ان لاتهتم وبأنها مهمه سهله |
İlki Kolay ve yanlış olanı: Kabullenmek ve bir parçası olmak. | Open Subtitles | الأولى كانت سهله و خاطئه .. لتتقبلها و تكون جزءا منها |
Griffin, bunu söylemek Kolay değil ama bence uyuşturucu sorunun var. | Open Subtitles | لا يوجد طريقه سهله لقول هذا انت تعاني من مشكله مخدارات |
Frankenstein gelmeden önce hayat daha kolaydı. Doğru! | Open Subtitles | الحياه هنا كانت سهله كثيرا قبل ان يشرفنا فرانكشتين بزيارته |
Ama biliyorsunuz J.O. E. , bu herkesin sandığı gibi çocuk oyuncağı olmayacak. | Open Subtitles | ولكن كما تعلم جو ولكنها لن تكون مهمه سهله كما يعتقد الجميع |
Hayır, kilitler için oldukça basit iki seçenek var. | Open Subtitles | كلا فالاقفال سهله يقوم الزر بالفتح والغلق بتحريكه للامام وللخلف فقط |
Cevabı çok basit. Mükemmel bir casussun ondan. | Open Subtitles | الإجابة سهله, لأنكِ ستتصرفين كالجاسوسه المثاليه. |
basit bir saldırı için en iyi silahımızı ortaya çıkartmayalım. | Open Subtitles | لا, هذا فيه مجازفة كبيرة, فلا يجب أن نكشف أمر أفضل سلاح لنا في معركة سهله كهذه |
Düz ve basit bir deyişle, bu kadar geçimsiz olmayın, tamam mı? | Open Subtitles | أنها جملة سهله وبسيطة توقف عن كونك صعب المراس, حسناً؟ |
Bu basit bir al ve getir işi olması lazımdı.. | Open Subtitles | لا! لا، كان من المفترض ان تكون عملية استيلاء سهله. |
O göründüğü kadar basit değil, Başmüfettiş. | Open Subtitles | هذه المرأه ليست سهله كما تبدوا |
42,000-- basit bir katil için çok fazla bir miktar. | Open Subtitles | 42000 الف هذا كثير لعمليه قتل سهله |
Ellerin boyanmasi Kolay degildir ve bunun için herkes fazladan para vermez. | Open Subtitles | الأيدي ليست سهله للصباغة وليس كل شخص سيستطع ان يدفع مبلغ إضافي |
Çok Kolay. Yalnızca topları birden dokuza kadar sırayla sokman gerekiyor. | Open Subtitles | انها سهله عليكي ان تحرزي الكور بالترتيب من الواحد الي التسعه |
Hiçbir şeyi takmadığında hayatın ne kadar Kolay göründüğü inanılmaz değil mi? | Open Subtitles | اليس من المدهش بان الحياه تبدوا سهله جداً عندما لا تهتم لها؟ |
Kolay oldu. Yeni kontrol memuru faturada tahrifat yaptı. | Open Subtitles | كانت سهله الصراف الجديد زور الايصال هاهـــــو |
Luftwaffe için Kolay lokma olmuşlardı[5]. | Open Subtitles | لقد كانت القاذفات البريطانيه وجبة سهله لطائرات سلاح الجو الألمانى |
Bu da onu daha savunmasız yapıyordu. Kandırması kolaydı. | Open Subtitles | مما جعلها سهله للغايه, سهله التلاعب |
Haydi, haydi, Kemp. çocuk oyuncağı dedin. Haydi. | Open Subtitles | هيا هيا كيمب لقد قلت أنها سهله للغاية أسرع |
Efendim burada keklik gibi avlanıyoruz. Harekete geçmemiz lazım. | Open Subtitles | سيدي نحن اهداف سهله هنا يجب ان نتحرك |
Ustalıkla, duygusal avlarını elde etmeleri çok kolaydır. | Open Subtitles | هي سهله مهنيا من السهل تحقيقها إنهم فريسه عاطفيه |