Asıl onu cezbetmeseydi garip olurdu, Sutton. | Open Subtitles | سيكون الأمر غريبا إِذا لم ينجذب إِلَيها سوتن |
Sutton Petrolü babama bıraktı - babam benim devralmamı beklerdi. | Open Subtitles | لقد ترك "سوتن للنفط" لوالدي،والذي توقع بإعتباري الإبنة الوحيدة،أن أهتم بها |
Zorin. Sutton Petrolü hileli bir vekaletnameyle devraldı. | Open Subtitles | زورين"،سيطر على "سوتن" للنفط" في معركة مرتبة مسبقاَ |
Ve sen, Sutton. Benim cömert ötesi teklifimi kabul etmeliydin. | Open Subtitles | وأنتي، "سوتن" ،كان يجب أن تقبلي عرضي الكبير |
Araban, Little Sutton Sokağı'nda, Ealing Caddesi yönündeydi. | Open Subtitles | "لقد كانت سيارتكِ في شارع "ليتل سوتن "متجهة إلى طريق "إلين |
Harika, ama bana bir şeyi söyle-- onun hakkında hiçbir şey bilmezken nasıl Sutton olmayı sürdüreceğim? | Open Subtitles | رائع,ولكن أخبرني هذا " كيف لي أن أبقى "سوتن عندما لا أعرف عنها أي شيء؟ |
Sutton'un yapacağı şeyleri yaptığımı düşünüp duruyorum, ve sonra sadece ortalığı karıştırıyorum. | Open Subtitles | " دائما ما أفكر أني أقوم بأشياء تفعلها "سوتن ولكن في النهاية أفسدُ الأمر |
Eğer Emma bitirdiyse, Sutton'ın dans için hazırlanması gerektiğine inanıyorum | Open Subtitles | إذا "إيما" انتهت أعتقد أن "سوتن" مستعده للرقص |
Polisler sonunda eve zorla girip Sutton'ın bilgisayarını çalan şahsı yakaladı. | Open Subtitles | الشرطة أخيراً أمسكت بالشخص الذي اقتحم المنزل (و سرق حاسوب (سوتن |
Sutton'ın en iyi arkadaşı olup senin yerini alma gibi bir planımız yoktu. | Open Subtitles | و لكن أنا و (مادز) لم نخطِّط أبداً لإستبدالكِ (كأفضل صديقة لـ (سوتن |
Hayır. Bak Sutton, Mads'e veya Char'a bir ikizi olduğunu söylemedi. | Open Subtitles | حسناً، (سوتن) لم تُخبِر (مادز) أبداً أو (شار) أن لديها توأم |
Sutton'ın neden gerçek annesinin kim olduğunu öğrenmemesi gerektiğini ikimiz de biliyoruz. | Open Subtitles | فكلانا يعلمُ لما لا ينبغي ل(سوتن) أن تعرف مَنْ هي أُمها الحقيقة |
Pekala, yani Ted açıkça Sutton'ın Annie'nin çocuğu olduğunu biliyor. | Open Subtitles | حسناً فمن الجليّ أنّ (تيد) يعلم (بأنّ (سوتن) ابنة (آني |
Ailem büyük tepede, Sutton'ın doğum günü partisi için dekorasyon yapıyorlar. | Open Subtitles | العائلة لديها اجتماع قمّة (يُزيِّنون من أجل حفلة عيد ميلاد (سوتن |
Dan, dediğim gibi, biliyorsun, Tanrı aşkına, Sutton Mercer benim vaftiz kızım. | Open Subtitles | دان)، كما قلت، انت تعرف بحق السماء) أن (سوتن) هي ابنتي بالمعمودية |
Pekala, melek Sutton'ın yarasını kontrol etmek istedim, şeytan Sutton ortaya çıktı. | Open Subtitles | حسناً لقد أردتُ أن أتفقدَ جُرح (سوتن) الرقيقة فتمّلكَ الغضبُ (سوتن) الشريرة |
Dinle Otto, Laura Sutton'dan birinin internetten izini bulmak için burada bize katılmasını istememin bir mahsuru var mı? | Open Subtitles | اسمع يا (أوتو)، أتمانع لو طلبت من لورا سوتن) الانضمام إلينا هنا لفترة) تساعدني في تعقب شخص على الأنترنت؟ |
Adım Stevie Sutton ve büyük bir işyeri işlettiğimi düşünüyorum. | Open Subtitles | إسمي (ستيفي سوتن), و أدير تجارة محلية و التي أراها بتلك الضخامة |
Tanrı seni kutsasın George Sutton. Tanrı seni kutsasın. | Open Subtitles | فليباركك الله يا (جورجي سوتن) فليباركك الله |
Tüm okul Sutton Mercer'ın ne giydiğini öğrenmek için ölüyor olacak. | Open Subtitles | المدرسة كلها ستموت لترى (ماذا ترتدي (سوتن ميرسر |
Tek istediğim Laurel'in bu konuda sessiz kalmasını sağlaman tamam mı? | Open Subtitles | عليك جعل سوتن ألا تفشى هذا الأمر حسنا ؟ |