motosikletlerin ortasında büyük, siyah bir Rolls- Royce vardı | TED | وفي منتصف الدراجات النارية، كانت هناك سيارة رولز رويس سوداء كبيرة. |
Ama evet, Büyük siyah bir penisi de var. | Open Subtitles | ولكن، نعم، وقال انه لا توجد لديها الديك سوداء كبيرة. |
Bu küçük arkadaş 90 cm boyunda, yeşil derili, Büyük siyah gözlü .ve sıska, ince küçük kollu ve bacaklı, kürdan gibi. | Open Subtitles | ذات جلد رمادى وعيون سوداء كبيرة وأذرع وأرجل صغيرة جداً تُشبة السواك |
Bizi yemeğe dönüştürecek kocaman siyah gözlü küçük gri insansılar falan mı? | Open Subtitles | قليلا من الكائنات الرماديه مع عيون سوداء كبيرة والذين سيقومون بتحويلنا إلى غذاء لهم؟ |
Bıkmış, usanmış ve yorgunum ve çok geride kalmışım ve kafamın tepesinde dolaşan kocaman siyah bir bulut var. Bu gibi günlerde, sanki etrafımdaki herkesin de morali bozukmuş gibi görünür. | TED | متضايقة، غاضبة، متعبة، ومتأخرة جدًا، وتوجد سحابة سوداء كبيرة مُعَلقة حول رأسي، وفي أيام كهذه، يبدو أن كل شخص حولي حزين أيضًا. |
Yalnızca düğün gecemizde büyük, siyah bir Harley'in arkasında adamın tekine sarılarak ne yaptığını merak ediyordum. | Open Subtitles | لَكنِّي كُنْتُ أَتسائلُ, ماذا كنت تفعلين عشية زفافنا تتمددين خلف رجل على دراجة هارلي سوداء كبيرة |
Kendimizi belli etmemek için maksimum derecede dikkat ediyorduk ama gittiğiniz yerde büyük, siyah çantalı, batılı adamlar yoksa ve siz de büyük, siyah, çantalı, batılı adamlarsanız dikkat çekiyorsunuz. | Open Subtitles | كنّا نحاول بالطبع أن نكون متحفّظين للغاية ولكن لا شيء متحفِّظ بوجود غربيين في مكان لا يوجد به غربيون بحقائب سوداء كبيرة |
Öncelikle, Büyük siyah bir arabada gelmek istiyorum Ruslar gibi yani. | Open Subtitles | أولا : اريد ان أصل في سيارة سوداء كبيرة كما تعلم ، مثل الروس |
Büyük siyah bir kelebek kadar güzel görünüyorsunuz. | Open Subtitles | تبدو جميلاً كفراشة سوداء كبيرة |
Büyük siyah arabasında oturup onu bekledi. | Open Subtitles | جاء لانتظارها بسيارة سوداء كبيرة |
Büyük siyah penisi olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | ونحن نعرف أن لديه الديك سوداء كبيرة. |
Daha egzotik bir malzeme olan Büyük siyah bir kristal şeklindeki kadmiyum selenürü alıp bu malzemeden nanokristaller oluşturduğunuzda ve bunları bir sıvının içine koyup üzerine ışık tuttuğunuzda, parlar. | TED | أما لو أخذت مادة غريبة مثل سيلينيد الكادميوم -- التي تشكل بلورات سوداء كبيرة -- إذا قمت بعمل بلورات نانوية من هذه المادة ووضعتها في سائل، وسلّطت النور عليها، فإنها تشعُ وتتوهج، |
Büyük siyah bir böcek Büyük siyah bir ayıyı ısırdı... | Open Subtitles | حشرة سوداء كبيرة عضت دب أسود كبير... |
Dışarıda büyük, siyah bir araba var! | Open Subtitles | هناك سيارة سوداء كبيرة بالباب |
Orada Büyük siyah bir kamyonet vardı. | Open Subtitles | كان هناك a شاحنة سوداء كبيرة هنا. |
Büyük siyah bir çanta. | Open Subtitles | حقيبة سوداء كبيرة |
Büyük siyah bir yumurtadan çıkan köpek. | Open Subtitles | كلب يبيض بيضة سوداء كبيرة. |
Dışarda bir tuzakçı var, iri yarı ... kocaman siyah sakalı var, seni görmek istiyor. | Open Subtitles | هناك صياد في الخارج عنيف وغاضب مع 000 لحية سوداء كبيرة يريد رؤيتك... .. |
"Bir bisikletim var, kocaman, siyah parlak bir bisiklet" | Open Subtitles | لقد حصلت على الدراجة'" دراجة سوداء كبيرة لامعة |