Surratt Pansiyonu konuk listesinin yazıldığı bu defteri delil olarak sunmak istiyorum. | Open Subtitles | أرغب بتقديم دليل اضافي دفتر حسابات النزلاء هذا من منزل تأجير (سورات). |
Marry Surratt'ın duruşmasından bir yıl sonra, Yüksek Mahkeme, vatandaşların savaş zamanında bile bir jüri heyetiyle yargılanmalarına oybirliğiyle karar verdi. | Open Subtitles | بعد سنة من محاكمة (ماري سورات)، المحكمة العليا حكمت بالإجماع أن الشعب له حق المحاكمة بهيئة محلفين، حتى في زمن الحرب. |
Sonra yolunu şaşırıp Mary Surratt'in pansiyonuna gider ve kendini polisin kollarında bulur. | Open Subtitles | "قبل أ يجوب في فندق "ماري سورات ويصل إلى الشرطة |
John Surrat Bay Lloyd'u, Louis Weichmann'ı ve Tanrı bilir daha kaç kişiyi riske atabiliyorsa aynısını annesine yapmadığını kim söyleyebilir? | Open Subtitles | اذا (جون سورات) كان قادراً على وضع السيد (لويد), و(لويس وايكمان) والله يعلم كم عدد الآخرين في خطر، |
Ve kına yapan kızı Surat'tan al. Ve Rasila... | Open Subtitles | وفتاة الحناء من سورات .. |
İçlerinde Booth'un yakın dostu John Surratt da var. | Open Subtitles | بالإضافة لصديق حميم لـ(بوث)، (جون سورات). |
SUİKASTÇI MARY Surratt PANSİYONDA TUTUKLANDI | Open Subtitles | (ماري سورات) المتآمرة مؤجرة المنزل تم اعتقالها |
Mary Surratt davasında, iddia makamı ilk tanık olarak Bay Louis Weichmann'ı çağırıyor. | Open Subtitles | في مسألة (ماري سورات)، المدعي القضائي يستدعي شاهده الأول السيد (لويس وايكمان). |
Davalı Mary Surratt'ı tanıyor musunuz? | Open Subtitles | هل أنت على معرفة بالمدعى عليها (ماري سورات)؟ |
Yakın zamana kadar Mary Surratt'ın sahip olduğu pansiyonda yaşıyorsunuz, doğru mudur? | Open Subtitles | وحتى مؤخراً، أقمت في منزل التأجير المملوك لـ(ماري سورات). |
John Surratt'ın bu adamları davet etmesi bir yana tanıdığını bile kanıtlamaya imkân yok. | Open Subtitles | مستحيل أن يثبت أن (جون سورات) يعرف هؤلاء الرجال حتى، ناهيك عن دعوتهم. |
Bay Surratt'ın bu duruşmada bulunmaması Bay Surratt'ın problemidir. | Open Subtitles | غياب السيد (سورات) من هذا الإجراء هي مشكلة السيد (سورات). |
John Wilkes Booth da sık sık John Surratt'ı ziyaret eder miydi? | Open Subtitles | هل كان (جون ويلكس بوث) أيضاً زائر متكرر لـ(جون سورات)؟ |
Efendim Louis Weichmann, John Surratt ile aynı odada kalmış. | Open Subtitles | سيدي، (لويس وايكمان) تشارك غرفة مع (جون سورات). |
Ailenizin neler yapabileceğinin fazlasıyla farkındayım Bayan Surratt. | Open Subtitles | أنا على علم بمقدرة عائلتكِ على ما تفعل، سيدة (سورات)، |
Bayan Surratt'in Katolik olduğu tepeden tırnağa siyahlar giydiği doğru mu? | Open Subtitles | هل صحيح أن السيدة (سورات) كاثوليكية، ترتدي الأسود من الرأس حتى الأصابع؟ |
Sanırım daha çok Bayan Surratt gibi giyinmeliydim. | Open Subtitles | أظن أنه كان عليّ الإرتداء ما يشبه أكثر السيدة (سورات). |
"Marry Surratt'in savunulmaya hakkı var Freddie ben de onu savunacağım." | Open Subtitles | (ماري سورات) لها حق الدفاع، (فريدي)، لذا سأدافع عنها." |
...Marry Surrat yalnızca oğlu John'u doğurduğu için suçlu olabilir. | Open Subtitles | -الذي قد تكون (ماري سورات) مذنبة به -هو ولادتها لإبنها (جون ). |
Surat Thani'deki tutsak hücresinde yalnız çürümeyeceğim konusunda emindim. | Open Subtitles | كُنت إيجابي وكُنت لأتعفن بمفردي (في زنزانة الحجز تلك في مُحافظة (سورات ثاني |
Sorat'tan. Sorat,Sorat'ı severim. | Open Subtitles | سورات سورات أحبّ سورات |
Bay Serrat'la toplantılarında da aynı stratejiler mi uyguluyorsun? | Open Subtitles | هل تعمل بنفس الاستراتيجية بإجتماعك مع السيد (سورات) ؟ |
Dışişleri Bakanı ile ailesini hançerlemeden önce Surrattlar Pansiyonu'na yerleşen aynı adam mı? | Open Subtitles | نفس الرجل الذي أقام في منزل (سورات) قبل ضرب وزير الخارجية وقريبه بخنجر. |
Surratlar'ı merkezde sorgulanmaları için evlerine almaya gittiğimde kapıya bir adam geldi. | Open Subtitles | كما كنت مصمماً لأخذ عائلة (سورات) للمقر الرئيسي للإستجواب، كان هناك طرقاً على الباب. |