Her Sovyet vatandaşı kendini ortak bir mücadelenin bir parçası olarak hissediyordu. | Open Subtitles | كل مواطن سوفيتى شعُر أنه جزء من كفاح مشترك |
15.000 Sovyet savaş esiri... 21.000 Çingene, 70.000 Polonyalı siyasi mahkum ve en az 200.000'i çocuk olmak üzere 1.000.000 Yahudi öldürüldü. | Open Subtitles | و 15 ألف أسير حرب سوفيتى و 21 ألف غجري و70 ألف سجين سياسي بولندي |
Sovyet işgalinin başlamasından sonraki haftalarda Almanlar, 3 milyon Sovyet vatandaşını esir aldı. | Open Subtitles | بعد أسابيع من إحتلالهم الإتحاد السوفيتي أخذ الألمان 3 مليون سجين سوفيتى |
Wehrmacht'a gelince, O da, açliktan ölmek ya da Almanlarin yaninda savasmaktan baska seçenegi olmayan, bir milyon gibi yüksek sayida Sovyet mahkûmunu askere alacaktir. | Open Subtitles | اما القوات الالمانيه فقد جندت مليون سجين سوفيتى لم يملكوا خيارا اخر كان امامهم اما الموت جوعا او المحاربه مع الالمان |
Sovyet bir albayla kavgaya tutuşurum falan diye yastığımın altına tereyağı bıçağı koyup uyurdum. | Open Subtitles | كنت أنام وتحت رأسى عشره سكاكين تحسباً أن أقاتل ضابط سوفيتى |
1941 sonbaharında 10 bin Sovyet savaş esiri, yeni kampın inşaatında çalıştırılmak üzere Auschwitz-Birkenau'ya getirilmişti. | Open Subtitles | في خريف 1941 وصل 10 ألآف أسير حرب سوفيتى للبدء فى بناء المعسكر الجديد " آوشفيتس |
Fayed'i eski bir Sovyet subayıyla nükleer silahların saklandığı yerler konusunda görüşmesi için görevlendirdim. | Open Subtitles | سيراقبونه لقد أرسلت (فايد) للتفاوض مع لواء سوفيتى سابق بخصوص مخابىء الأسلحة النووية |