"سوف يدمر" - Traduction Arabe en Turc

    • yok edecek
        
    • mahveder
        
    • yokedecek
        
    Yaptığın şey gerçek suçluları açığa çıkarma olasılığını tamamen yok edecek. Open Subtitles ما تفعلينه سوف يدمر أيّ آمل في فضح المجرمين الحقيقيين.
    Richard taşı alamazsa Gardiyan tüm yaşamı yok edecek. Open Subtitles ما لم يجدها ريتشارد سوف يدمر الحارس الحياة
    Aynen öyle. Makineyi yok edecek ve makinenin yarattığı her şeyi. Open Subtitles تماماً، إنه سوف يدمر الماكنة وكل شيء قامت بصنعه
    Bak, hakılı olsan ve, bunun için bir şeyler yapsan bile, bu sadece bir evliliği mahveder. Bliyorum, biliyorum. Open Subtitles إنظر, حتى إن كنت على صواب, فعل أي شيء بخصوصه سوف يدمر زواجاً.
    Eğer ürünün halka satışını gerçekleştirirsen bu şirketi mahveder, tamam mı? Open Subtitles أذا نشرت هذا المنتج سوف يدمر الشركة، حسناً؟
    Ian deneyecek ve onu çalacak. Ve eğer başarırsa onu yokedecek. Open Subtitles إين سوف يحاول أن يسرقها , وإن هو نجح , سوف يدمر الوثيقة
    Başardın, kısa zaman içerisinde, kanlı ölüm Salem'ı yok edecek. Open Subtitles لقد فعلتها وقريبًا، الموت الأحمر سوف يدمر سايلم
    Oğlan Kral yakında krallığını yok edecek olan bir orduyu besliyor. Open Subtitles الملك الصبي يطعم الجيش الذي سوف يدمر جيشه قريباً
    Pablo, Kuzey Kutbu'na bina dikmek evimi yok edecek. Open Subtitles بابلو , البناء في القطب الشمالي سوف يدمر موطني
    Kendi kendini yok edecek ! Bunu yapmayacağım. Open Subtitles المحرك سوف يدمر نفسه ، أنا لن أفعل هذا
    Yoksa gezegenini yok edecek. Open Subtitles أم أنه سوف يدمر كوكب الخاص بك.
    Eğer Göz'ü yok edersek, Abydos'u yine de yok edecek. Open Subtitles إذا فجرنا العين سوف يدمر * أبيدوس * على اى حال
    Tüm kanıtlar aynı sonuca ulaşıyor. Doktor evreni yok edecek. Open Subtitles كل الدلائل تؤدي الى أن الدكتور سوف يدمر
    Ancak o zaman benim için Xandar'ı yok edecek. Open Subtitles حينها فقط سوف يدمر زندار من أجلي
    O adam binlerce yaşamı yok edecek ve onu durdurmak için yapabileceğimiz bir bok yok. Open Subtitles ذاك الرجل ... ..سوف يدمر الكثير من الارواح وليس هناك شيء يمكننا القيام به لمنعه.
    Yoksa oğlum buradaki her şeyi yok edecek. Open Subtitles وإلا سوف يدمر إبني كل شئ موجود هنا.
    Bu antitoksin bağışıklık sistemini yok edecek. Open Subtitles مضاد السم سوف يدمر جهازك المناعي
    Saçını mahveder. Open Subtitles هذا سوف يدمر تسريحة الشعر
    Bu ailenle olan bağını mahveder ve bunun sebebi olmak istemiyorum. Open Subtitles هذا الأمر سوف يدمر علاقتك بوالديك{\pos(190,240)} وأنا لست واثقة أنني أود أن أكون السبب في هذا
    Hadi. Ama haritayı onda bırakamazsın, yoksa dünyayı yokedecek! Open Subtitles لكن لا يمكنكم أن تتركوها معه و إلا فإنه سوف يدمر العالم!

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus