"سويعات" - Traduction Arabe en Turc

    • birkaç saat
        
    • saate
        
    • kaç saat
        
    • saat sonra
        
    Ona işe başladıktan birkaç saat sonra hedefi hallettiğimizi söyleseydik ne derdi sence? Open Subtitles حسنًا, كيف تظن أنه سيتصرف إن علم أننا انكشفنا بعد سويعات من انطلاقنا؟
    Bunu yazan bir adam gerçekten de birkaç saat önceki hareketlerini unutmasını gerektirecek kadar nahoş bir şey yapmış olmalı. Open Subtitles الرجل الذي كتب هذا يخفي عملا بشعاّ قام به وجعله ينسى الأحداث التي جرت خلال سويعات قليلة
    Onu yerde yatırırız. Sadece birkaç saat için. Open Subtitles سنلصقه أمام الباب و هي بضعة سويعات ليس إلاّ
    Birkaç saate seni alırım, kulübeye doğru yola çıkarız. Open Subtitles سآتي لإصطحابك بعد سويعات حتى نذهب إلى الكوخ
    Ve yukarı çıktıktan bir kaç saat sonra bu kartı yollayan adamdan hayat dolu bir mail aldım. TED ولم يتم رفعها سوى قبل سويعات قبل أن أستقبل هذا البريد الإلكتروني الهائل من الشخص الذي أرسل هذه البطاقة البريدية.
    Her halükarda yeniden hayata dönecektim zaten. Sadece birkaç saat sürüyor. Open Subtitles كنت ساعود للحياه على اي حال فقط سويعات قليله
    Bir cadı olarak eski hâlime dönmemin üzerinden sadece birkaç saat geçti ama nasılsa güneş şimdi daha bir sıcak geliyor. Open Subtitles عدت منذ سويعات لحياتي القديمة كساحر، وأشعر أنّ الشمس أدفأ.
    Şöyle yapalım o zaman; bugün bizimle birkaç saat daha kal eğer sizin için de uygunsa. Open Subtitles لما لا تُمضي سويعات معنا هنا إن كان لا بأس بهذا لدى والديك.
    Evet, ve hastaneye getirildikten birkaç saat sonra da öldü. Open Subtitles أجل, وتوفي بعد سويعات من دخوله المستشفى.
    Şehre dönmüş de. birkaç saat önce merkeze bir kız geldi. Open Subtitles إنّها عادت للمدينة، إذ جائت للقسم فتاة منذ سويعات
    Her çeyrek mili tarayıp birkaç saat sonra burada buluşalım yine. Open Subtitles سنتفرّق في مجموعات كلّ ربع ميل، ونلتقي هنا خلال سويعات.
    Nükleer silahlar atmosferdeki havayı solunamaz hâle getirmeden birkaç saat önce karbondioksit temizleyicileri bozuyor. Open Subtitles إنّه يهاجم منقّيات ثاني أكسيد الكربون قبل سويعات من جعل أسلحة نووية الهواء فوقنا غير قابل للتنفّس.
    İşleri ayarlamam için bana birkaç saat ver. Open Subtitles أمهليني سويعات لتنفيذ الأمر على نحوٍ قويم.
    Onlar öldükten birkaç saat sonra virüs de ölüyor. Open Subtitles الفيروس يموت خلال بضع سويعات بعدما يموتون.
    Haftada birkaç saat çalıştırırız. Buz yapmaya ve su kaynatmaya yetsin yeter. Open Subtitles سنشغّله سويعات أسبوعيًّا، ما يكفي لصنع الثلج وغلي الماء.
    Havaalanına doğru gidiyorum. birkaç saat içinde orada olurum. Open Subtitles إنّي متوجّه للمطار الآن، وسأصل خلال سويعات.
    Birkaç saate seni alırım, kulübeye doğru yola çıkarız. Open Subtitles سآتي لإصطحابك بعد سويعات حتى نذهب إلى الكوخ
    Birkaç saate helikopterle evine döner. Open Subtitles يفترض به أن يبلغ دياره .في مروحيَّة بغضون سويعات
    Neyse ya, birkaç saate gelirim. Open Subtitles مهما يكن، سأراكِ بعد بضع سويعات.
    Bir kaç saat önce restoranın sahibiyle tanışana kadar bu kadar kontrolden çıktığımı fark etmemiştim. Open Subtitles لم أدرِ صراحةً أنّي شاطح عن السيطرة إلّا حين قابلت مدير المطعم منذ سويعات

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus