"سويّة" - Traduction Arabe en Turc

    • beraber
        
    • Birlikte
        
    • araya
        
    • beraberiz
        
    • bir arada
        
    • beraberce
        
    Birlikte yaşamanın en keyifli şeylerinden biri beraber kahvaltı etmektir. Open Subtitles لعلمك، إن إحدى متع العيش معاً هي تناول الفطور سويّة
    Belki bu şekilde varlığını gösterirse... tekrar beraber geri döneceklerini sanıyor. Open Subtitles ربما يعتقد انه بعرض نفسه على هذا النحو سيجمعهم سويّة ثانية
    Gerçi, bunu hep beraber yapmak fikri hâlâ biraz çılgınca geliyordu. TED إلا أنّ فكرة القيام بذلك سويّة تبدو جنونية.
    Birlikte muhteşem görünüyorsunuz. Günümüzde böyle güzel çiftleri görmek çok zor. Open Subtitles تبدوان رائعان سويّة من الصعب ايجاد زوجان رائعان معا هذه الايام
    Sonuca ulaşmak için bu küçük parçaları tekrar bir araya getiriyorsunuz. TED عبر القيام بجمع تلك القطع والأجزاء سويّة مرة أخرى من أجل بلوغ الاستنتاج.
    Aslında öyleydim fakat ayrılma çabalarımız sonuç vermediğinden beraber olmamız alınyazımız gibi görünüyordu. Open Subtitles في الحقيقة كنت كذلك، شخصيًّا, لكن منذ أن باءت جهودنا لنفترق بالفشل, بدا الأمر وكأنّه قُدّر لنا أن نبقى سويّة.
    Geçen sene şeker, süt ürünleri ve etle beraber alkolü de kestim. Open Subtitles قَطعتُ كحولاً سويّة مع السُكّرِ المصنّعِ، منتجات الألبان واللحم.
    Arabası bir kaç kişisel eşyasıyla beraber gitmiş. Open Subtitles سيارته ذاهبة، سويّة مع بعض الحاجات الشخصية.
    Albay Zukhov ve ben bazı ekipman ve kişisel eşyalarla beraber iskelet kalıntıları bulduk. Open Subtitles الكولونيل زاكوف وأنا وجدنا بقايا هيكل سويّة مع الأجهزة والمواد الشخصية
    ama ama onu geri aldık, Bay Martin'le beraber aldık. Open Subtitles لكن لكنّنا أعدناه، واعدنا السّيد مارتن سويّة.
    Hissetiklerime göre beyin hücrelerimin yarısıyla beraber. Open Subtitles سويّة مع ما أشعر بأنه نِصْفِ خلايا دماغِي ستُسامحنى إذا لم اعترف بكلمتك
    Gidebiliriz, hem de uzaklara. beraber vakit geçiririz. Open Subtitles يمكننا ، يمكننا الذهاب بعيداً لنمضي بعض الوقت سويّة
    Evet, diğer yüzlerce hatta binlerce Amerikalıyla beraber. Open Subtitles نعم، سويّة مع المِئاتِ آلافِ الأمريكان الآخرينِ.
    Tuz sinekleriyle beraber, karidesler bu yabancı ortamdaki gerçek hazinelere besin sağlarlar. Open Subtitles سويّة مع ذبابِ المحلول الملحي يتزودون بالغذاء للكنوز الحقيقية لهذا المنظر الطبيعي الغريب
    Tanrı'nın huzurunda, kutsal evlilik yolunda bu kadınla Birlikte yürümeyi... Open Subtitles هل تقبل هذه المرأة زوجة لكَ؟ للعيش سويّة بأمر الله،
    İki ekibimiz geçtiğimiz sene boyunca bu anıtı tasarlamak için Birlikte çalıştılar. TED عمل فريقينا سويّة خلال العام السابق لتصميم هذا النصب التذكاري.
    İlan, market reklamlarıyla Birlikte arka sayfada çıkacak. Open Subtitles الإعلان سَيَجْري على الظهرِ سويّة مع إعلاناتِ البقالةَ.
    Bunları kasetlerle Birlikte laboratuara götürüyorum. Open Subtitles سأُعيدُ هذه إلى المختبرِ سويّة مع الأشرطةِ
    Bay Skinner bana Gizli Dosyalar soruşturmasının... parçalarını bir araya getirmemde... yardım ediyordu. Open Subtitles السّيد سكيننير هنا... يحاول إلى ساعدني وضعت سويّة... قطع ك تحقيق ملفات مجهولة.
    Bu bütün "Bu işte beraberiz" olaylarına ne oldu? Open Subtitles وماذا حدث لما تسمّونه بـ"نحن في هذه المسألة سويّة
    Ve muhtemelen bu bölge yarım milyon antilobun bir arada otlayabildiği tek yerdir. Open Subtitles وربما المكان الوحيد الذي قد يتغذّي به 1.5 مليون ثيتل سويّة
    Ölüleri beraberce gömdükleri yer. Open Subtitles إنـه مكـان مُخصّص لوضـع الأموات سويّة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus