"سيء بما فيه الكفاية" - Traduction Arabe en Turc

    • yeterince kötü
        
    • yeterince kötüyken
        
    • zaten kötü
        
    Bugün, başka bir kavga çıkmadan da yeterince kötü değil miydi? Open Subtitles أليس اليوم سيء بما فيه الكفاية من دون افتعال شجار آخر؟
    Asılmış olmaları yeterince kötü değilmiş gibi şimdi bir de bunlarla mı uğraşacağım? Open Subtitles سيء بما فيه الكفاية أنها معلقة من الأساس، والآن علي التعامل مع هذا؟
    Zaten buraya gelme nedenimizi ele geçiremememiz yeterince kötü. Open Subtitles فالأمر سيء بما فيه الكفاية ولم نحصل على ما جئنا من أجله
    Chilton'daki o aptal çocukları her gün görmem yeterince kötü zaten. Open Subtitles إنه سيء بما فيه الكفاية أنني أرى أولئك الأطفال الأغبياء من تشلتن كل يوم
    İçine uyandığın hayatı asgari ücrete satmak yeterince kötüyken, şimdi bir de rüyalarını bedavaya alırlar. Open Subtitles إنه سيء بما فيه الكفاية أنك تبيع حياتك اليقظة لأدنى أجر و لكن الآن هم يحصلوا على أحلامك أيضا بالمجان
    Bakın, kovulma haberini duymak zaten kötü. Open Subtitles اسمع .. سماع انك مفصول سيء بما فيه الكفاية
    Bu yeterince kötü değilmiş gibi... bir de yeniden şişmanlayacağım. Open Subtitles أعرف, إذا لم يكن ذلك سيء بما فيه الكفاية الآن سأكون سمينة مرة أخرة
    Baba, tamam. Bak babanın öğretmen olması ve hep birlikte görünmek yeterince kötü ama iki öğretmenle birden görünmek beni kanser eder. Open Subtitles بابا، الخروج مع مدرس واحد سيء بما فيه الكفاية و لكن رؤيتي مع مدرسين إيدز
    Zaten başımdaki robot sorunu yeterince kötü. Open Subtitles ذلك سيء بما فيه الكفاية , لديَّ مشكلة الكائن
    Noel'de kar yagmamasi yeterince kötü. Open Subtitles سيء بما فيه الكفاية أنه عيد الميلاد وليس هناك ثلوج تتساقط
    Başıma gelecekler yeterince kötü değil mi sence? Open Subtitles ألا تريدين أن ؟ ألا ترى أن ما ينتظرني سيء بما فيه الكفاية ؟
    7/24 kardeşinin kıçımın dibinde olması yeterince kötü zaten. Open Subtitles سيء بما فيه الكفاية , لقد تحمّلتُ أختكِ . على مدار الإسبوع
    Özel hayatımda da yeterince kötü, ama şimdi benimle provalarda da uğraşıyor. Open Subtitles هو سيء بما فيه الكفاية لحياتي الشخصية لكن الان هو يجعلني مضطربة في التدريبات ايضاً
    Birine yeterince kötü davranırsan gitmene seve seve izin verirler zannediyorsun. Open Subtitles لقد عاملت أحدهم بنحو سيء بما فيه الكفاية إنكِ تفترضين فحسب أنهم سيسامحونكِ بكل رحابة صدر
    Makineli tüfekleri olan bir grup adam yeterince kötü. Open Subtitles أعني، جيشاً من الرجال المدججينَ بالسلاحِ، سيء بما فيه الكفاية.
    Bu şarlatanın zamanımızı bir kez çalmış olması yeterince kötü. Open Subtitles الوضع سيء بما فيه الكفاية إذ أنّ .هذا المشعوذ قد أضاع وقتنا قبلًا
    Zaten bir kere yaptım, bu yeterince kötü. Open Subtitles فعلتها مره واحده بالفعل فهذا أمر سيء بما فيه الكفاية
    Özür dilerim ama senin yüzünden yatırım alamamak zaten yeterince kötü. Open Subtitles أنا آسف, ولكنه كان سيء بما فيه الكفاية حتى لم نحصل على أي تمويل بسببك.
    Striptizciler ve sürtüklerle dolu üçüncü sınıf bir gece kulübünde çalışmak... ve arka plana atılmak yeterince kötü zaten. Open Subtitles الأمر سيء بما فيه الكفاية للعمل في ملهى ليلي من الدرجة الثالثة.. أن تكون محشوراً برفقة العاريات والراقصات وأن تلعب دوراً ثانوياً بالنسبة لهم
    Bunlar yeterince kötüyken başka şeyler daha oldu. Open Subtitles كان ذلك سيء بما فيه الكفاية لكن كان شيئا آحر
    Kimsenin sana güvenmemesi yeterince kötüyken şimdi de Russ'a bunu yaptın ve artık hiçbirinize güvenmiyorum. Open Subtitles تعلم ، إنّه سيء بما فيه الكفاية أنّ لا أحد يمكنه الوثوق بكَ ولكنّكَ تجعلها الآن أنني أنا و(روس) لا نستطيع الوثوق ببعضنا
    Seni oynamak zaten kötü değilmiş gibi şimdi de başka birini oynamam gerekecek. Open Subtitles كفرصة لإكتشاف مسار لم تسلكوه قط ..إن الأمر سيء بما فيه الكفاية حين ألعب دورك الآن، يتحتّم علي لعب دور شخص آخر

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus