Sayın Başkan, bu adamları yakalamak için ek kaynağa ihtiyacınız var. | Open Subtitles | سيادة الرئيس , تحتاج إلى مصادر إضافية للقبض على ذلك الرجل |
Kestiğim için üzgünüm Sayın Başkan, ama büyükelçi inmek üzere. | Open Subtitles | اسفة للمقاطعة سيادة الرئيس ولكن السفير اوشط ان يهبط |
Sayın Başkan, helikopter kazasıyla ilgili bir açıklamanız olacak mı? | Open Subtitles | سيادة الرئيس ، هل يمكنك اعطائنا اي بيانات عن تحطم الطائرة من كان علي متن الطائره ؟ |
Anlayamıyorum, Bay Başkan, anlayamıyorum. Asker olduğum için mi acaba. | Open Subtitles | أنا لا أستوعب هذا سيادة الرئيس لا أستوعبه لأنني جندي |
Sayın Başkan, Mike Novick'i aradım. Uçakla hemen geliyor. | Open Subtitles | سيادة الرئيس ، لقد اتصلت بمايك نوفيك وهو في طريقه الى المطار الان |
Sizi anlatacaklarım, Sayın Başkan, üç kaynaklı. | Open Subtitles | ماسأقوله الان يا سيادة الرئيس قد يكون مضاعف |
O zaman Sayın Başkan, dünya nüfusunun üçte birini düşman edinirsiniz. | Open Subtitles | ومن ثم يا سيادة الرئيس ستخلق عداوات مع اكثر من ثلث العالم |
Sayın Başkan, siz köpeğiniz Leslie'nin badem gözlerine baktığınız zaman, yüreğiniz sımsıcak olmuyor mu? | Open Subtitles | سيادة الرئيس عندما تنظر فى عيون كلبك ليزلى |
Geçmiş deneyimlerden tahmin ediyorum Sayın Başkan. | Open Subtitles | انه استنتاج بناء على خبرتي ، سيادة الرئيس |
Politika beni yok etmeye çalışıyor Sayın Başkan. | Open Subtitles | لقد تم وضع هذه السياسة من دوني سيادة الرئيس |
Sayın Başkan, asıl sorununuz mevzilenmiş güçleriniz arasındaki koordinasyon eksikliğidir. | Open Subtitles | مشكلتك الرئيسة سيادة الرئيس, هي فقدان... التنسيق بين... قواتك المنتشرة. |
Evet, Sayın Başkan. Teşekkürler ve güle güle, efendim. | Open Subtitles | نعم ، يا سيادة الرئيس أشكرك ، وإلى اللقاء ، يا سيدي |
Sayın Başkan, hala ön bahçemizdekilerin ne olduğunu bilmiyoruz. | Open Subtitles | مازلنا لا نعرف ما هذه الأشياء التي في حديقتك الأمامية يا سيادة الرئيس |
- Yani üstünü örtmek için. Ülkeyi korumak, sırları güvende tutmayı da kapsar Sayın Başkan. | Open Subtitles | حماية البلد يتضمّن الحفاظ على الأسرار يا سيادة الرئيس. |
Sayın Başkan, kusura bakmayın ama onlara söyleyeceğimiz ya da söylemeyeceğimiz hiçbir şey onların sevdiklerinin öldüğü gerçeğini değiştirmeyecek. | Open Subtitles | مع كامل احترامي، يا سيادة الرئيس لا شيءَ نقوله أو نخفيه عنهم سيغيّر حقيقة موتٍ أحبّائهم |
- Ukalaları kimse sevmez, Sayın Başkan. Bay Beene. | Open Subtitles | لا أحد يحب الشخص المتذاكي يا سيادة الرئيس |
Halledemeyeceğim bir şey değil, Sayın Başkan. Billy. Fazla vaktim yok. | Open Subtitles | لا شيء أعجز عن التعامل معه بنفسي يا سيادة الرئيس بيلي، لا أملك كثيرًا من الوقت |
Çünkü Bay Başkan, problemin önemli yanı bu değil. | Open Subtitles | لانه يا سيادة الرئيس ليس هذا هو الجانب المهم في المشكلة |
Bay Başkan eğer Maryland'de bir üretim çiftliğinde E-coli varsa sandviçinizde oranın marulunu yeme riskini göze alırmıydınız? | Open Subtitles | سيادة الرئيس لو كانت هناك نوبات قولون بسبب محاصيل المزرعة في ميريلاند هل كنت ستأكل الخس في ذلك الساندويتش ؟ |
Tam bir şok ve korku, Bay Başkan. | Open Subtitles | ويصيبهم بالصدمة والشلل التام سيادة الرئيس |
Başkanım, biliyorum ki meşgulsünüz. | Open Subtitles | سيادة الرئيس ، أقدر أن لديك عمل لتقوم به |
Klasik bir operasyondu Sayin Baskan. | Open Subtitles | كانت عملية ضخمة، سيادة الرئيس. |
Size minnettarım, sayın Başbakan. | Open Subtitles | أنا شديد الإمتنان سيادة الرئيس |
Seninki ve "El Baño Presidente." | Open Subtitles | "حمامك و "البانيو يا سيادة الرئيس |