| Loya, bize, boru yolunun karını ülke ile paylaşmamızı yoksa kullanım haklarını iptal edeceğini söyleyen bir ultimaton verdi. | Open Subtitles | ولكن (لويا) هو الذي اوصلنا لهذا الحد تقاسم ارباح خط الانابيب بالتساوي مع الشعب او سيبطل حقوق الإستخدام لدينا |
| Sonra o gece Fortsman'a gittiğimde eğer parayı denizaşırı geçirmezsem anlaşmanın iptal olacağını söyledi, ben de kabul ettim. | Open Subtitles | وعدت لاحقاً في تلك الليلة وقال لي (فورستمن) حوّل المال إلى الخارج وإلا سيبطل الاتفاق لذلك قمت بفعل الأمر. |
| Görevimizi yerine getirmezsek evlilikleri iptal olabilir. - Git işine. | Open Subtitles | اذا لم نقم بواجبنا, الزواج سيبطل |
| Evliliği iptal ettirebilecek mi? | Open Subtitles | سيبطل الطلاق? |