Onu kim öldürürse korkunç bir zarar görecek. Muhtemelen ölecek. | Open Subtitles | أياً كان من سيقتله سيتأذى بشكلٍ فظيع وعلى الأرجح الموت |
Eğer Kubbe duvarlarının daralmasını engelleyemezsek çok daha fazla insan zarar görecek. | Open Subtitles | سيتأذى أناس كثيرين إذا لمْ نجد طريقة لإيقاف هذه الجدران من الإنكماش. |
İnsanlara zarar vereceğini söyledi. Ve bu konuda şakası da yoktu. | Open Subtitles | لقد قال أن هناك من سيتأذى ولم يكن يكذب بخصوص ذلك |
Elmasın yerini söylemezsen senin şu şeker çocuğunun canı yanacak. | Open Subtitles | أنت لاتريد أن تخبرني أين ماستي أو الطفل الرضيع سوف سيتأذى |
Olay şu: eğer ateş etmeye başlarsak, birileri kesin yaralanacak. | Open Subtitles | هاك الأمر إذا بدأنا بإطلاق النار على بعضنا البعض، فمن المؤكد أن هناك من سيتأذى |
İnsanlar incinecek, aile üyeleri taraf tutmaya zorlanacak, zavallı Bradler azar işitecekler, haftalarca seks yüzü göremeyecekler! | Open Subtitles | سيتأذى الناس وسيجبر أعضاء العائلة على التحيز لأطراف القضبان التي لا ذنب لها ستحرم من الجنس لأسابيع |
Burada olanların hiç bir satırlarda geçmeyecek ve bu randevu yüzünden kimsenin canı yanmayacak değil mi? | Open Subtitles | وأن لا أحد سيتأذى بسبب موعدنا هذا؟ إذا فهذا موعد |
Yaptıkların yüzünden kaç insanın daha canının yanacağını merak ediyorum. | Open Subtitles | اتسائل كم شخصًا سيتأذى بسبب ما تفعله |
Veda etme zamanı vereceğim. Merak etme. Kimse zarar görmeyecek. | Open Subtitles | سأمنحك وقتاً لتودع من تريد لا تقلق، ولا أحد سيتأذى |
Bu çok önemli. Pek çok insan zarar görebilir. | Open Subtitles | إنه أمرٌ هام جداً فربما سيتأذى العديد من الناس |
Zaten iade edebilirim eğer müthiş bir şanssızlık eseri hayır dersen kimse zarar görmez. | Open Subtitles | و بالمناسبة, إنها قابلة للإرجاع, لذا, على الفرصة الصغيرة المدهشة لقولكِ لا, لا أحد سيتأذى. |
Başkasının yapmasına izin veremezsin, ... yoksa ağabeyin zarar görür. | Open Subtitles | لا يمكنك السماح للغير بالقيام بذلك وإلا سيتأذى أخيك |
Bir kazaydı. Birinin zarar göreceğini düşünmemiştik, efendim. | Open Subtitles | لقد كان حادثا، لم نظن بأن أحدنا سيتأذى سيدي |
Kimseye zarar gelmeyecek, ona kimse zarar vermeyecek, fakat onunla konuşmak zorundayız. | Open Subtitles | لا أحد سيتأذى هنا، لا أحد سيؤذيه، لكن علينا محادثته |
Elbette gururum zarar görür, ama ne önemi var ki. | Open Subtitles | كبريائي الذكوري، بالطبع سيتأذى إذا له وجود في هذا المكان ماذا يهمّ على أية حال؟ |
En ufak bir şey değişirse, senden başlamak üzere, bir çok kişinin canı yanacak. | Open Subtitles | إذا تـغـير أي شيء، سيتأذى الكثير من الناس البداية لك |
Yarın gelecekler ve geldiklerinde birinin canı yanacak. | Open Subtitles | انهم سيأتون غداً, وعندما يأتون, شخص ما سيتأذى |
Bugün birinin canı yanacak ve sen kiminkinin yanacağını biliyorsun. | Open Subtitles | شخص ما سيتأذى اليوم وأنت تعرف من هو؟ |
Aşağı insen iyi olacak, yoksa birileri yaralanacak. | Open Subtitles | يستحسن لك أن تتنازل و إلا سيتأذى أحد |
Lütfen durun. Birisi yaralanacak. | Open Subtitles | توقف أرجوك، سيتأذى أحدهم |
Medeni davranın yoksa insanlar incinecek. | Open Subtitles | تصرفوا بتحضر وإلا سيتأذى الناس |
- Yapmasak daha iyi olur galiba, Ali. - İntikam almamız gerek. Kimsenin canı yanmayacak, sevgilim. | Open Subtitles | (ـ ربما يجدر بنا ألا نفعل هذا (على ـ يجب أن نرى النتيجة ولا أحد سيتأذى, يا حبيبتى |
Yaptıkların yüzünden kaç insanın daha canının yanacağını merak ediyorum. | Open Subtitles | اتسائل كم شخصًا سيتأذى بسبب ما تفعله |