Bu yıldız bize yaklaştıkça, iklim de değişecek. | Open Subtitles | ، بينما تقترب هذا النجوم منّا الطقس سيتغيّر |
Senin de metabolizman bir gün değişecek, delikanlı. | Open Subtitles | استقلالك سيتغيّر يوماً ما أيضاً أيّها الشاب |
Vücudu değişecek. Doğru beslenmesi gerekiyor. | Open Subtitles | سيتغيّر جسمها, وعليها أن تأكل بطريقة صجيجة |
Buraya, bütün bunların değişeceğini söylemeye geldim çünkü piyasaya yeni bir oyuncak sürüyoruz. | Open Subtitles | ولكنني هنا لأقول لكم أن كل شيئ سيتغيّر. لأننا أحضرنا لُعبةً جديدةً للسوق. |
Her şey değişir, çünkü o anda ben, gerçeğin sahibi olan adam değil fikri olan bir adam olurum. | TED | سيتغيّر كل شيء، لأنه حينها، لن أكون مالك الحقيقة، ولكن مجرد رجل له رأي. |
Şimdi, ne yaparsak yapalım, nasıl düzeltmeye çalışırsak çalışalım, geçmiş sürekli değişiyor. | Open Subtitles | الآن مهما كان ما نقوم به، مهما حاولنا إصلاح الأمور، فالتاريخ سيتغيّر |
Tapudaki isim hariç bir şey değişmeyecek, söz. | Open Subtitles | لا شيء سيتغيّر ماعدا الاسم على سند الملكية، لك كلمتي |
Yakında bu değişecek sadece benimle bineceksin, yeah? | Open Subtitles | قريبا سيتغيّر هذا أنت تريدين أن تأخذي جولة معي، أليس كذلك؟ |
Bunlar şimdilik hissettiğin şeyler April. Bu değişecek. | Open Subtitles | هذا ما تحسّينه الآن يا آبريل سيتغيّر الأمر |
Burası ziyaretçileri hoş gören bir yer değil, ancak birkaç hafta içinde her şey değişecek. | Open Subtitles | إنه مكان قاسي لكن بغضون بضعة أسابيع سيتغيّر كلّ شيء هنا |
Bu tutum yakında değişecek. Eski Din bir kez daha hüküm sürecek. | Open Subtitles | سيتغيّر السلوك قريبًا، الديانات القديمة ستُسيطِر مرّة أخرى. |
Anladım. Yarın her şey değişecek. Her şey tozpembe olacak. | Open Subtitles | فهمت، كلّ شيء سيتغيّر غدًا وستعم السعادة والمرح أجوائنا |
Parmağımın bir hareketiyle kısmetin sonsuza dek değişecek. | Open Subtitles | كبسة واحدة مِن اصبعي ومصيرك سيتغيّر للأبد |
Henüz değilsin belki ama benimle bir gece geçirince her şey değişecek. Söz veriyorum. | Open Subtitles | حسنٌ، ربّما ليس بعد، لكن بعد ليلة واحدة معي، سيتغيّر كل ذلك، أعدك. |
Babamın ve büyükbabamın yapamadığı şeyi ben yapacağım ve sonunda her şey değişecek! | Open Subtitles | سأفعل مالم يستطع أبي وجدي فعله وكل شيئ سيتغيّر أخيراً |
Buradan ikinci ayrılışımda her şey değişecek. | Open Subtitles | في اللحظة التي سأبرح فيها هذا المكان، كل شيء سيتغيّر. |
Birkaç yıl içinde üniversiteye gideceğimi her şeyin değişeceğini söyledi. | Open Subtitles | قالت أنني سأكون في الكلية خلال بضع سنوات وأنّ كل شيء سيتغيّر |
Bir zamanlar genç bir hırsız yakalamıştım. değişeceğini düşünüyordum ve evine gitmesine izin verdim. | Open Subtitles | أمسكتُ لصّاً شاباً ذات مرّة، حسبته سيتغيّر و تركته يعود إلى بيته. |
Pekâlâ, bundan fazlaysak, iniş hızımız değişir. | Open Subtitles | حسناً، إذا تعديّنا ذلك مؤشر السرعة سيتغيّر. |
Ne yapsak da ne kadar düzeltmeye çalışsak da geçmiş sürekli değişiyor. | Open Subtitles | الآن مهما كان ما نقوم به مهما، حاولنا إصلاح الأمور فالتاريخ سيتغيّر |
Geri döndüğüm için çok mutluyum ve açık olmak istiyorum ki hiçbir şey değişmeyecek. | Open Subtitles | في حين أنّي سعيد للعودة، أريدُ أن أكون واضحًا. لا شيء سيتغيّر. |
Yani istesen bile bitkileri burada çekemezsin çünkü üç hafta boyunca hava değişecektir, gece gündüz değişimi olacaktır... | Open Subtitles | لذا حتى لو أردت ذلك لن تستطيع تصوير النباتات هنا لأنه خلال 3 أسابيع سيتغيّر بها الطّقس |
Marcel buna izin vermeye kararlı gibi, Elijah da onun yanında durup boşuna Klaus'un değişeceği günü bekliyor. | Open Subtitles | مارسِل) يبدو عازمًا على السماح بذلك) ... و(إيلايجا) يقف إلى جانبه ينتظر هباءً اليوم الذي سيتغيّر فيه |
Her şey daha farklı olacak. | Open Subtitles | سيتغيّر كلّ شيء |