| Temiz bir geçmişi var, vergisini ödeyen yerli bir iş kadını. | Open Subtitles | ؟ التي تمتلك سجل نظيف, وتدفع الضرائب, وهي سيدة أعمال ناجحة |
| Sen yılın on bir ayı zekisin. İyi bir iş kadını. Başarılı. | Open Subtitles | أحد عشر شهراً في السنة تكونين سيدة أعمال ذكية جيدة ناجحة |
| Başarılı bir iş kadını, işletme mastırı yapmış lisansüstü eğitimi var, böyle saçmalıklara bayılırlar. | Open Subtitles | إنها سيدة أعمال ناجحة, تحمل شهادة الماجستير في إدارة الأعمال إنهما يعشقان كونها نالت شهادة الدراسات العليا |
| İyi bir iş kadınıyım ama dans ettiğimde geri zekâlı bir fasulye sırığı gibi görünüyorum. | Open Subtitles | ربما أنا سيدة أعمال مشغولة جداً لكن عندما أرقص أشبه حبة البزلاء. |
| Gerçek şu ki, sen boktan evler yapan boktan bi iş kadınısın. | Open Subtitles | الحقيقة هي أنكِ سيدة أعمال فاشلة قامت ببناء منزل متهاوي |
| İşkadını, o da işlerle meşgul olmalı. | Open Subtitles | سيدة أعمال, يجب أن تكون مشغولة بحاجياتها الآن |
| Tabii ki, söylediklerimin hiçbiri modern iş kadınına uymaz. | Open Subtitles | بالطبع، لا أحد مما سبق يناسب سيدة أعمال عصرية |
| Otorite sahibi biri gibi giyinmiştin, bir çeşit iş kadını olduğuna bahse varım. | Open Subtitles | وكنتِ ترتدين زي رسمي كنتِ سيدة أعمال على ما أظن |
| Bir hayatında mahalle evindeki bir ev kadını, diğerinde New York'taki bir iş kadını oluyor. | Open Subtitles | في احدى الحيوات قد تكون زوجة تعيش في الضواحي , وفي حياة أخرى سيدة أعمال في نيويورك |
| Seksist bir ülkede iş kadını olmak çok zor. | Open Subtitles | من الصعب للغاية . أن تكوني سيدة أعمال في بلد جنسي |
| O, şans eseri benim hayatımın işinin, bir kadının hayatının yarısını kurtarmakla eşdeğer olduğuna inanan çok başarılı bir iş kadını. | Open Subtitles | إنها سيدة أعمال ناجحه التي تظن أن عملي يساوي نصف عمل إمرأة |
| Tüm kazancını başka birine veren bir iş kadını. | Open Subtitles | سيدة أعمال منحت كل أرباحها لشخصٍ آخر.. '، |
| Bütün bu cazibenin altında, kurnaz bir iş kadını olduğundan şüpheleniyorum. | Open Subtitles | تحت كل هذا السحر، أظن أن هناك سيدة أعمال محنكة. |
| Ben ne bir temizlikçiyim ne de iş kadınıyım. | Open Subtitles | أنا لست عاملة نظافة، أو سيدة أعمال. |
| Rob, ben bir iş kadınıyım. | Open Subtitles | روب,أنا سيدة أعمال. |
| Adım, Alda Hertzog ve dürüst bir iş kadınıyım. | Open Subtitles | إسمي (آلدا هيرتزوج) و أنا سيدة أعمال محترمة |
| Çünkü aynı zamanda iyi bir iş kadınısın bu da zor kararlar vermen demek. | Open Subtitles | لأنك أيضاً سيدة أعمال بارعة، وهذا يعني أن عليك اتخاذ قرارات صعبة. |
| Bir iş kadınısın. | Open Subtitles | أنتِ سيدة أعمال |
| Sen ve babamın ona para vermemenizin sebebi bir işkadını olarak kendime olan güvenimi sarsacağı düşüncesi miydi? | Open Subtitles | هل أنتِ و والدي لم تمنحوها القرض لأنكما خفتما أن تتفوق علي كـ سيدة أعمال ؟ |
| Bu yüzden Javier, şu gazeteci, blogcu, iş kadınına gitti. | Open Subtitles | لذلك ذهب خافير الى المراسة/المُدونه/سيدة أعمال |
| Restoranın sahibinin söylediğine göre.. kurban Siyah bir iş kadınıyla.. ...tartışırken görülmüş. | Open Subtitles | مالك المطعم قال إنه رأى الضحية تتجادل مع سيدة أعمال أمريكية أفريقية |
| Westlake'den tanınmış bir iş kadınıydı. | Open Subtitles | لقد كانت سيدة أعمال حسنة (السمعة من بلدة (ويست لايك |
| İşi Blair gibi kendi şirketini yöneten genç bir iş kadınından öğrenmemden daha iyi ne olabilir? | Open Subtitles | ماذا أفضل من التعلم من سيدة أعمال صغيرة مثل بلير والتي تُدير شركتها بنفسها؟ |
| Miranda bu ülkenin en iyi kadın girişimcileri listesinde Forbes'un ilk 50'sine girdikten sonra bu normal tabii. | Open Subtitles | بالطبع بعد أن قامت مجلة (فوربس) بوضعها بين قائمة الـ50 أغنى سيدة أعمال في البلد يا له من ملائم |