| Bağışlayın efendim ama sizi bulmak için çok uzun bir yoldan geldim. | Open Subtitles | أغفر لي , سيدي , لكني سافرت طريقا طويلا في البحث عنك |
| Hayır, efendim. Ama iyi eğitildim ve çok hevesliyim. | Open Subtitles | لا سيدي, لكني تلقيت تدريبا كاملاً وأنا متحمس جداً سيدي |
| Anlıyorum efendim ama izin olmadan sizi içeriye alamam. | Open Subtitles | أَفهمُ ذلكَ سيدي لكني لا يُمكنني إدخالكَ بدونِ إذن |
| Bölmek istemem, efendim, ama duymanız gereken bir şey var. | Open Subtitles | لم أقصد المقاطعة يا سيدي لكني أعتقد أن هناك شيء عليكم أن تسمعوه |
| Afedersiniz efendim, ama berbat olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أستسمحك عذرا يا سيدي لكني لا أرى أنها فوضى |
| Biliyorum, efendim, ama bana parasını sizden istememi söylediler... | Open Subtitles | اعرف ذلك يا سيدي,لكني اُخبرت انك من سيدفع ثمنها |
| Belki yok, efendim, ama Tok'ra'yla buluşmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | ربما لا سيدي لكني أتطلع للقاء التوك رع |
| Affedersiniz efendim ama öyle bir şey söylemedim. | Open Subtitles | المعذرة يا سيدي لكني لم أقول هذا |
| Affedersiniz efendim ama ne demek istediğinizi tam olarak bilemedim. | Open Subtitles | معذرة يا سيدي لكني لم أفهم المعنى |
| Bilgim yok şu an ki durumuyla ilgili efendim ama olabildiğince hızlı şekilde yanında olmak istersiniz diye düşünüyorum. | Open Subtitles | لا أعلم... ليس لدي معلومات حديثة يا سيدي... لكني أعتقد أنه يجب أن تذهب إلى المستشفى على الفور! |
| Dunder Mifflin'de üretilen kağıdın daha zor alev alacağını söyleyemem efendim ama, daha kolay alev almayacağına dair size garanti verebilirim. | Open Subtitles | لايمكنني القول ما اذا كانت (ورقة دنفر مفلن) أقل قابلية للأشتعال,سيدي لكني يمكن أن أؤكد لك بأنه بالتأكيد ليست قابلة للأشتعال أكثر |