İstediğin zaman kullanmana izin vereceklerini mi zannediyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد انهم سيسمحون لك بقيادة طائرة لو سبق دخولك السجن ؟ |
Nereyi istersen izin vereceklerini düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا أظن أنهم سيسمحون لك بأن تعيش في أي مكان ترغبه |
Ve bazı insanlar da, özellikle tek ayakkabılı olanlar isteseler bile nasıl izin vereceklerini bilemezler. | Open Subtitles | * رتب السرير * أيضاً بعض الناس , خاصةً أصحاب الحذاء الواحد المتنوعة الاشكال لن تعرف كيف سيسمحون لك أن تتدخل في أمورهم |
Aslında, bir süre ağlamaya devam ederseniz, gözünüzdeki o çapak her ne ise etkisini azaltmaya başlar ve tekrar görmeye başlarsın ve Houston, onlarla anlaşırsanız, çalışmaya devam etmenize izin verirler. | TED | وبالحقيقة إذا استطعت البكاء لفترة، لا يهم ما تلك المادة اللزجة في عينك لكن عينك ستُميِعها وسيكون بمقدورك أن ترى من جديد، وإذا تفاوضت مع هيوستون، سيسمحون لك بمتابعة العمل. |
- Girmeme izin verirler mi sanıyorsun? | Open Subtitles | - تعتقد بأنهم هل يسمحوا لي بالدخول ذلك الفندق؟ -طبعا هم سيسمحون لك بالدخول ذلك الفندق |
Elini kolunu sallaya sallaya Steve Jobs'ı oynamana izin vereceklerini mi sandın gerçekten? | Open Subtitles | هل فعلاً ظننت انهم سيسمحون لك بالقيادة هنا (وتلعب دور (ستيف جوبز من غير قتال؟ |
- Sanırım izin verirler. - Tamam, tamam, tamam. | Open Subtitles | أعتقد أنهم سيسمحون لك - أجل أجل - |
Muhtemelen bir dahaki Beijing büyük elçisini seçmene bile izin verirler. | Open Subtitles | على الأرجح سيسمحون لك (بإختيار السفير في (بكين |