"سيصطدم" - Traduction Arabe en Turc

    • çarpacak
        
    • çarpacağını
        
    • kuyrukluyıldız
        
    Baylar,birkaç saat içinde,dünyaya çarpacak olan bir meteorla, büyük bir sel olacak. Open Subtitles السادة المحترمون. في ظرف ساعات نيزك سيصطدم بالأرض مسببا بفيضان عالمي.
    Düzeltilmesse roket güneşe çarpacak ve buharlaşacak. Open Subtitles إذا لم يتم تصحيح المسار سيصطدم الصاروخ بالشمس ويتبخر
    Tahminen Paris'e çarpacak. Open Subtitles أعتقد أن واحد منها سيصطدم "بالقرب من "باريس
    Füze 20 saniye sonra çarpacak. Open Subtitles الصاروخ سيصطدم بنا خلال 20 ثانية
    Kimse onun telefon direğine çarpacağını düşünmedi, hem de hiç kimse. Open Subtitles لم يعتقد أحد أنه سيصطدم بعمود الهاتف، لا أحد
    kuyrukluyıldız gidişatını veya adımızın yazılı olduğu bir tanesinin ne zaman ulaşacağını tahmin edecek teknolojimiz yok. TED في الحقيقة أننا لا نملك التقنية الكافية للتنبؤ بمسار المذنبات ، أو متى سيصطدم بنا مذنب قد يحمل إسم أحدنا.
    Bize çarpacak Open Subtitles سيصطدم بنا سيطره على الصواريخ تقرير
    Kuyrukluyıldızın Dünya'ya çarpacak. Open Subtitles مذنبك سيصطدم بالأرض
    Birincisi evet, gökyüzünde bir kuyrukluyıldız var. Ve evet, Springfield'e çarpacak. Open Subtitles أولاً ، أجل يوجد مذنب بالسماء ، وأجل سيصطدم بـ(سبرنغفيلد)
    - Bu şey bize çarpacak mı? Open Subtitles هل سيصطدم هذا بنا ؟
    Bize tren çarpacak. Open Subtitles سيصطدم بنا قطار
    Ripcord, Moskova füzesi 4 dakika sonra çarpacak. Open Subtitles "سيصطدم صاروخ "موسكو بعد 4 دقائق
    Sonunda da yüzeyine çarpacak. Open Subtitles في النهاية، سيصطدم به
    Gelip evlerine çarpacak sandım. Open Subtitles ظننا أنه سيصطدم بمنزلهم
    Yıldız Diske çarpacak. Open Subtitles -النجم سيصطدم بالقرص
    çarpacak diyorlar. Open Subtitles ---يقولون إنه سيصطدم
    çarpacak diyorlar. Open Subtitles ---يقولون إنه سيصطدم
    Bize çarpacak, ancak-- Ah, Tanrım! Open Subtitles إنة سيصطدم بنا, إذا لم... .
    Onlara çarpacak. Open Subtitles سيصطدم بهم
    Onlar yanlış bir şey yaptığımı düşünüyor oysa ki gerçekten o adamın arabaya çarpacağını bilmiyordum. Open Subtitles يعتقدون بأنني قمت بعمل خاطئ لكنني لم أعلم بأن ذلك الرجل سيصطدم بسيارة
    Çalkalanma ve vızıltılar için, bana şeyi söyleyebilir misin mil karenin eğer çarpması gerekseydi çarpacağını? Open Subtitles مهلا، من أجل الضحك و المزاح هل يمكنك أن تخبرني... لنقل، الميل المربع التي سيصطدم به إذا كان سيفعل ذلك؟
    Kara Delik ilk önce en uzaktaki gezegen başlayarak, kuyrukluyıldız oluşturacak şekilde etrafındaki herşeyin yörüngesini değiştirerek, bunları inanılmaz hızlandırarak belki de Dünya' ile çarpıştırırdı. Open Subtitles ان تأثيره سيبدأ من بعيد جدا من وراء أبعد الكواكب سيصطدم الثقب الأسود بالمذنبات التى تحيط بالمجموعة الشمسية ويقوم بإطلاقهم نحو الأرض بقوة هائلة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus